| Farklı hissediyorum... Sanki eskiden olmayan bu güce sahipmişim gibi. | Open Subtitles | كأن لدي هذه القدرة التي لم تكن لدي من قبل |
| Yunan mitolojisinde bu güce bir Tanrı hükmediyordu Zeus. | Open Subtitles | في الأساطير اليونانية هذه القدرة خاصة بإله واحد زيوس |
| bu güce sahip olmama rağmen içeride çimento çocuğun yanında değilim. | Open Subtitles | لكنني لست مع شاب الأسمنت لأنه بالرغم من كل هذه القوة |
| Aslında, siz hepiniz bu güce sahipsiniz. | Open Subtitles | حقيقة, انكم جميعاً لديكم هذه القوة. هذا صحيح. |
| 12 kişilik her katliam, toprağı güç ile işaretler, ve sen bu güce dışavurum sayesinde ulaşırsın. | Open Subtitles | كلّ مذبحة من 12 فردًا توسّم الأرض بقوّة ويمكنك استخدام الإبانة لسحب تلك القوّة ثلاث؟ |
| Ve başka herhangi bir egzersiz gibi, enstrüman çalmaya disiplinli ve planlı çalışma, bu beyin işlevlerini güçlendiriyor ve bu güce başka aktivitelerde başvurmamızı sağlıyor. | TED | وكما الحال في أي عمل آخر تؤدي التمارين الموسيقية المتواصلة المنتظمة إلى تقوية وظائف الدماغ مما يتيح لنا تطبيق تلك القوة على النشاطات الأخرى |
| bu güce incelikle ve gizliden gizliye teslim olur. | TED | وهي تمارس هذه السلطة عبر طرق خفية ومسلية. |
| Ve hayatımız devam ettikçe bu güce sahip olacağımızı biliyorduk. | TED | وعلمنا ونحن نكبر، أننا نستطيع دوما العودة لهذه القوة. |
| Çoğu insan bu güce yaklaşamamıştır bile. O güce sahip olduklarını bile bilmezler. | Open Subtitles | معظم الناس لا يلمس هذه القدرة ولا يعلم أنه يملكها |
| Erimiş olması gerekiyordu. bu güce sahip olan tek kişi benim. Geri alabilecek tek kişi de ben olmalıyım. | Open Subtitles | يفترض أنْ يذوب، فوحدي أمتلك هذه القدرة ويفترض أنْ أكون قادرة على إزالته |
| bu güce sahip olan tek kişi benim. Geri alabilecek tek kişi de ben olmalıyım. | Open Subtitles | يفترض أنْ يذوب، فوحدي أمتلك هذه القدرة ويفترض أنْ أكون قادرة على إزالته |
| Kaç genç, bu güce sahip? | Open Subtitles | كم من المراهقات لديها مثل هذه القدرة ؟ |
| bu güce sahip olduktan sonra kimse beni durduramayacak. | Open Subtitles | ،بمجرد أن أحصل على هذه القوة لا يمكن لأحد إيقافي |
| Her Ejder Sürücüsü gibi sen de ilk ejderhanla karşılaşıncaya kadar bu güce nail olduğuna emin olamazsın. | Open Subtitles | مثل كل أسياد التنانين لن تعرف أن لديك هذه القوة حتى تقابل أول تنين لك |
| Kendisi bile kabul ediyor, "Hiç kimse bu güce sahip olmamalı." | TED | وهو شخصيّاً يعترف بأن: "لا أحد يجب أن تكون لديه هذه القوة." |
| Ve bu güce sahip olan tek kişi benim. | Open Subtitles | و أنا الوحيد الذي سيحصل على تلك القوّة |
| Akdeniz'in her yerinden savaşçılar, Medusa'yı katletmek ve bu güce sahip olabilmek için harekete geçmişlerdir. | Open Subtitles | انطلق الرجال من جميع بلدان الحوض المتوسط لقتل (ميدوسا) والاستحواذ على تلك القوة لأنفسهم. |
| Müzik bu güce sahip. | Open Subtitles | الموسيقى لديها تلك القوة |
| Bir de, bu güce karşı çalışan bir organizasyon. | Open Subtitles | وهناك منظمة موجودة تحت أسم هذه السلطة |
| bu güce satanist ya da anti-feminist olarak değil doğa ananın kadına bahşettiği mükafat gibi bakıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعتبر هذه السلطة شيطانية أو مناهضة للنسوية... ... ولكن بوصفها احتفالا للمرأة كمخلوق طبيعي. |
| bu güce katılmıyorsun. | Open Subtitles | أنت ترفض الانضمام لهذه القوة |