| Bakın, yemin ederim, benim bu işle bir ilgim yok. | Open Subtitles | اسمعا , أقسم بالله بأنه ليست لي علاقة بهذا الأمر |
| Kardeşinin beynine, en büyük icadının yerini yerleştiriyor ve benden ikinizin de bu işle bir ilginiz olmadığına inanmamı istiyorsun. | Open Subtitles | ويزرع في رأس أختكِ مكان إختراعه العظيم وأنتي تتوقعين مني أن أصدق أن لا أحد منكم له علاقة بهذا الأمر ؟ |
| Yani bana yardım et, bu işle bir ilgin olmadığını anlayayım. | Open Subtitles | لذا ساعدني لأفهم أن ليس لك علاقة بهذا الأمر |
| Sen kısa pantolonla dolaşırken ben bu işle uğraşıyordum, evlât. | Open Subtitles | الآن , أنا في هذا العمل الأطول منك نفساً. |
| Bu da bu işle beraber gelen imtiyazlardan biri. | Open Subtitles | إنها إحدى الإمتيازات التي تأتي مع هذه الوظيفة |
| - Hükümetin bu işle bir ilgisi yok. - Bunu daha önce de duydum. | Open Subtitles | ان الحكومة ليس لها شأن بهذا لقد سمعت هذا الكلام من قبل |
| Benim bu işle bir ilgim olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد أن لديّ علاقة بهذا الأمر |
| Onun bu işle bir alakası olduğunu söylüyorlar ve biz de onu öylece bırakıyoruz. Bu ne... | Open Subtitles | لنقل أنّ له علاقةٌ بهذا الأمر ، ونحن نسمح له بفعل ذلك، ياله من مقزز |
| - İşin içinde sen varsan, bu işle bir ilgim yok. | Open Subtitles | أأنتِ مُتورّطة بالقضيّة؟ لا أريد أيّ علاقة بهذا الأمر. |
| O yüzden bu işle ben ilgileniyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا الوحيد الذي يعتني بهذا الأمر. |
| Aptal onun bu işle hiç bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أيها الأحمق ، لا شأن لذلك بهذا الأمر |
| bu işle ilgin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن لك دخلاً بهذا الأمر والآن.. |
| bu işle bu kadar çabuk ilgilendiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لتصرفك بهذا الأمر بهذه السرعة |
| bu işle ilgili öğrenmem gereken çok şey var. | Open Subtitles | يبدو ان هنالك الكثير لاتعلمه من هذا العمل |
| bu işle Oscar ve ben en büyükler arasına girebiliriz. | Open Subtitles | هذا العمل يمكنه ان يضعنا انا و اوسكار فى اعلى الطبقات |
| bu işle ilgili anlaşma tarzı herhangi bir şey imzalamadım ben. Ayrıca neden Network'e sadece istedikleri şovu vermiyorsun? | Open Subtitles | لم أسجل من أجل هذه الوظيفة و لم لا تعطي الشبكة العرض الذي طلبته؟ |
| - Kenny'nin bu işle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | -كيني) ليس له شأن بهذا) -لماذا لم يذهب للعمل من دون تصريح؟ |
| Sizi temin ederim Tanrı'nın bu işle hiç alakası yoktu. | Open Subtitles | يمكنني ان اؤكد لك الرب ليس لديه شيء ليفعله معها |
| - sana söylemeliyim ki, Tanrı'nın bu işle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | -الإجابه هى,إلهنا لا علاقة له بهذا الموضوع -حسنا ً ؟ |
| bu işle ilgisi olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن من الممكن أن يكون له أي علاقة بأي من هذا ؟ |
| Kong'un bu işle bir ilgisi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ولدينا أسبابنا لنعتقد أن هناك أتصال بينه و بين (كونغ) |
| Peki bu işle gerçekten uğraşan devlet görevlilerine ne oldu? | Open Subtitles | حسنٌ، وماذا عن بقية موظفي الدولة ممن كانَ لديهِم خبرة بهذه النوعية من الأمور. |
| Benim bu işle bir ilgim olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | انت لا تعتقد انى لى دخل بهذا العمل، أليس كذلك؟ |