| Hatta satılığa çıkardı. Bu işler böyle yürür sonuçta. | Open Subtitles | أعني من أنها ستعرض للبيع هكذا تسير الأمور |
| Bir süre konuşmayalım. Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | لن نتكلم لفترة من الزمن هكذا تسير الأمور |
| Bu işler böyle. Birini kaybeder, birini bulursun. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور ، تخسر واحد وتجد آخر |
| Bu işler böyle yürüyor ve bundan hoşlandığım söylenemez. | Open Subtitles | هكذا الأمور تجري ولا أحبها مثلك تماماَ |
| İstediğini almak için vazgeçmekle tehdit etmiş olabilir, Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | ربما هدّد بالتراجع كي يحصل على مبتغاه , لكن هكذا تجري الأمور |
| Çok çalışırsanız, sonucunu görürsünüz. Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | تعمل بجد تحصل على نتائج ، هكذا تسير الامور |
| Bu işler böyle mi yürüyor? | Open Subtitles | هل هكذا يعمل الأمر ؟ |
| Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | آسف يا بُني، هكذا تسير الأمور. |
| Bu işler böyle. Kıran kırana. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور لا وجود للرحمة |
| Ona yardım etmem lazım, Bu işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | علي ان اساعدها , هكذا تسير الأمور |
| Bu işler böyle yürür, Erv. Bunu benim kadar sen de biliyorsun. | Open Subtitles | (هكذا تسير الأمور يا (إيرف أنت أدرى بذلك مثلي |
| Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور. |
| Bu işler böyle yürümüyor. | Open Subtitles | ليس هكذا تسير الأمور |
| Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | هكذا الأمور تعمل. |
| Bu işler böyle. | Open Subtitles | هكذا الأمور ستسير |
| Keşke bir şey söylemeseydi ama Bu işler böyle. | Open Subtitles | أتمنى بأنها لم تقل شيئاً لكن هكذا تجري الأمور. |
| Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | هكذا تجري الأمور حتى روجر يعلم هذا |
| Bu işler böyle. | Open Subtitles | هكذا تجري الأمور. |
| Bu işler böyle. | Open Subtitles | هكذا تسير الامور. |
| Bu işler böyle. | Open Subtitles | هكذا تسير الامور |
| Güzel, ama Bu işler böyle yürümüyor. Gördün mü, biz eski kafalılardanız. | Open Subtitles | جميل لكن ليس هكذا يعمل الأمر |