| Peki, efendim, bu kanıtı göz önüne alarak, ...kapsamlı bir araştırma yapılana dek, ...mekik uçuşunu ertelemeyi düşünür müsünüz ? | Open Subtitles | بالنظر الى هذا الدليل .. سيدي هل لك أن تؤجل اطلاق المكوك |
| Bence biri bu kanıtı buldu, ve açıklama hiç kimsenin hayal dahi edemeyeceği birşey. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك من وجد هذا الدليل, والتفسير شيء لم يحلم به أحد من قبل. |
| Görünüşe göre, bu kanıtı ortaya çıkarmakla ilgili kişisel bir ilgisi var. | Open Subtitles | يبدو أن لديه اهتماماً شخصياً بفضح هذا الدليل |
| Dün sizin başınıza geldiği gibi, bana da bir tezgâh kuruldu. bu kanıtı size vermem lazım. | Open Subtitles | تم الإيقاع بي، تماماً مثلكِ يوم أمس أريد إيصال هذا الدليل إليكِ |
| Efendim, bu kanıtı almaya yetkiniz yok. | Open Subtitles | سيدي، أنت لست مفوضا لأخذ تلك الأدلة |
| Dün sizin başınıza geldiği gibi, bana da bir tezgâh kuruldu. bu kanıtı size vermem lazım. | Open Subtitles | تم الإيقاع بي، تماماً مثلكِ يوم أمس أريد إيصال هذا الدليل إليكِ |
| bu kanıtı vereceğim, hepimizin bunu analitik olarak düşünmesini öneriyorum. | Open Subtitles | حسنا , وصلت هذا الدليل و اقترح ان نفكر كلنا معا تحليليا |
| Şimdi, iddia makamı, ...bu kanıtı duruşmada kullanmamıza izin vermenizi istemektedir. | Open Subtitles | بإزالته من غرفة الأدلة والآن, المدعي يطالب ببساطة أن يُستخدم هذا الدليل في المحاكمة |
| Derek bu kanıtı bulamazsak ölecek. | Open Subtitles | ديريك فى خطر ان لم-نجد له هذا الدليل يارفاق |
| bu kanıtı alalım mı efendim? | Open Subtitles | هل تريد ضم هذا الدليل ، يا سيدي ؟ |
| Duruşma olsa bile, bu kanıtı mahkemede gösteremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكن عرض هذا الدليل في المحكمة |
| bu kanıtı velayet davanda kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | أود استخدام هذا الدليل في قضية حضانتك |
| Chicago sanığı bu kanıtı açıkladı. | Open Subtitles | لقد فسّر متهم شيكاغو هذا الدليل |
| Komiser Lobo bu kanıtı, parlak zekası sayesinde elde etmiştir. | Open Subtitles | لقد قام المفتش "لوبو " بالتحقيق الذكي جدا , و حصل علي هذا الدليل |
| bu kanıtı korumalıyım. | Open Subtitles | يجب علي حفظ هذا الدليل |
| Jedi Konseyi'nin bu kanıtı görmesi gerek. | Open Subtitles | مجلس الـ "جيداي" عليه رؤية هذا الدليل |
| Bu dava, bu kanıtı kabul edip onu masum olarak serbest bırakıyor. | Open Subtitles | بناءاً على هذا الدليل المحكمة تبرئ (فاسيجاران) |
| Söylesene Alice, bu kanıtı kime götürüyorsun? | Open Subtitles | أخبريني إذاً (آليس)، لمَنْ هذا الدليل الذي خاطرتِ بالعودة إلى هنا مِنْ أجله؟ |
| Chloe, bana ne olursa olsun bu kanıtı Başkan Heller'a ulaştıracaksın tamam mı? | Open Subtitles | (كلوي)، مهما يحدث لي تقومين بإيصال هذا الدليل للرئيس (هيلر)، حسناً؟ |
| bu kanıtı size vermem lazım. | Open Subtitles | "أريد إيصال هذا الدليل إليكِ" |