| Sadece aklında bulunsun, görevimiz Bu kuşu bütün olarak eve geri götürmek. | Open Subtitles | فقط يتذكّر بأنّ مهمّتنا أن نحصل على هذا الطير الى البيت في قطعة واحدة |
| Bu kuşu birileri uçurduysa, şu an burada değil. | Open Subtitles | إذا كان هناك من يقود هذا الطير فهم ليس هنا |
| Bana Bu kuşu getirmeye çalışırken nasıl öldüğünden. | Open Subtitles | و كيف كنت ستموت و انت تحاول الحصول على هذا الطير |
| Örneğin, Bu kuşu ele alalım: Bu, sarı ötleğen. | TED | لنأخذ هذا الطائر على سبيل المثال: هذا نوع من الطيور المغردة. |
| Bu kuşu seviyorum, çünkü bir bataklık kuşu, tamamen bir bataklık kuşu. | TED | انا احب هذا الطائر لأنه من طيور المستنقعات، طائر المستنقع بكل معنى الكلمة. |
| Yeteneğini kullanmadan Bu kuşu geçebilirsen gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | إذا تخطيّت هذا الطير قبلما تُطلق عنان عطيتك أنت حر لتذهب |
| - Bu kuşu sana ayırıyoruz. - Bu seferki bir zevk olacak. | Open Subtitles | هذا الطير من نصيبك الليلة - هذا الوقت سيكون مناسباً جداً لي - |
| Artık kimse Bu kuşu kafese kapatamayacak. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه حبس هذا الطير مرة أخرى. |
| Homer, Bu kuşu yarıştırmayı hiç düşündün mü? | Open Subtitles | (هومر) ، هل فكرت بإلحاق هذا الطير لسباق؟ |
| Her zaman Bu kuşu deşmek istemişimdir. | Open Subtitles | اردت دائما لأقطع هذا الطير |
| Hindistan'ın kuzeyinden gelenleriniz tanıyacaktır Bu kuşu. | TED | القادمون من شمالي الهند يعرفون هذا الطائر. |
| Sparky, sen kuleye bak. Bu kuşu hastaneye götürmemiz gerek. | Open Subtitles | سباركي, راقب البرج سنأخذ هذا الطائر للمستشفى |
| En sonunda Bu kuşu düzgünce uçurabiliyoruz. | Open Subtitles | على ما يبدو أننا و أخيرا جعلنا هذا الطائر يسير بالمسار الصحيح |
| Roger, Hawk ve Frank olmadan Bu kuşu tek basına indirmen gerekir ve sadece bir sansın var. | Open Subtitles | من دون روجر ومن دون هاوك ، فرانك ستضطر أن تقود هذا الطائر بنفسك ستضطر ان تهبط هبوط اضطراري |