| Ama bu seyahati yapmamın asıl amacı size şeyi sormaktı... | Open Subtitles | لكن السبب الذي جعلني اخوض هذه الرحلة هو لأسئلكم |
| Sana bu seyahati karşılayamayacağımızı söylemiştim | Open Subtitles | حاولت إخبارك بأننا لن نتحمل تكاليف هذه الرحلة |
| bu seyahati aslında erkek arkadaşımla geçirmem gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن تكون هذه الرحلة برفقة خليلي، |
| bu seyahati çok iyi planlamışsınız, Bay Crane. | Open Subtitles | بالتأكيد خططت لهذه الرحلة بشكل جيد سيد كراين |
| bu seyahati uzun zamandır planlıyordum. | Open Subtitles | أرجوك، خططت لهذه الرحلة منذ وقت بعيد. |
| Hangi sebeple bu seyahati yapıyorsunuz bayan? | Open Subtitles | حسنا ... لماذا قمت بهذه الرحله يا آنسه أولسون ؟ |
| Senden bu seyahati yapmamanı istedi. | Open Subtitles | قال أن أقول لك بأن لا تقوم بهذه الرحله |
| Sonunda bu seyahati, tüm dünyaya ve bir buçuk yıla genişlettim ve bu benim ilk kitabımın temelini oluşturdu ve bu da beni bugün buraya getiren şeydi. | TED | انتهى بي الأمر بتمديد تلك الرحلة لمدة عام ونصف حول العالم، والتي أصبحت الأساس لكتابي الأول، الذي قادني إلى هنا اليوم. |
| Sonunda bu seyahati ayarlamayı başarmıştım ama karım son saniyede seyahati iptal etti. | Open Subtitles | و أخيرا رتبت هذه الرحلة الطويلة، ثم في آخر ثانية، ألغتها. |
| Bizce şüpheli mecazi olarak bu seyahati biriyle yapıyor. | Open Subtitles | لو انه انهى رحلته نتيجة لذلك ، نحن نعتقد ان مجرمنا مجازيا يسلك هذه الرحلة مع شخص ما |
| En sonunda emekli olunca, bu seyahati ayarladım. | Open Subtitles | واخيرا تقاعدت وحجزت هذه الرحلة |
| Fiji'ye olan bu seyahati hak ettim. | Open Subtitles | لقد استحققت هذه الرحلة لفيجي |
| Steven, bu seyahati planlamak yıllarımızı aldı ve ikimizin de gerçekten bir tatile ihtiyacı var. | Open Subtitles | ). (ستيفن)، إستغرقت وقتاً لتخطيط هذه الرحلة... كلانا بحاجة إلى عُطلة. |
| Muazzam güce ve etkiye sahip biri bu seyahati planlamış. | Open Subtitles | أحداً ذا سلطة و تأثيرٌ عظيمين... قام بالتخطيط لهذه الرحلة بأكملها... |
| Matty bu seyahati bir yıldır bekliyor. | Open Subtitles | ماتي) كان يتطلع لهذه الرحلة منذ سنة) |
| Ve bu seyahati boyunca, olağanüstü şeyler gördü. Bitkilerin, hayvanların ve insanların muazzam çeşitliliği. | TED | وخلال فترة تلك الرحلة. رأى أشياء لافتة للنظر. تنوّع فريد للنباتات والحيوانات، والبشر. |