| Onu orada kimsenin bulamayacağını biliyorduk. | Open Subtitles | عرفنا بأن لا أحد لن يجدها في هذا المكان أبداً |
| Brooklyn çocuğu, arka bahçeye kemiği gömüp, bunu kimsenin bulamayacağını gerçekten düşündü mü? | Open Subtitles | هل يعتقد حقا صبي بروكلين انه يستطيع دفن العظام في الفناء الخلفي ولا يمكن لأحد أن يجدها ؟ |
| Strasser'a mektupları bulamayacağını, söyledim. | Open Subtitles | أخبرت ستراسر أنه لن يجدها. |
| Strasser'a mektupları bulamayacağını, söyledim. | Open Subtitles | أخبرت ستراسر أنه لن يجدها. |
| Benim gibi birisini bir daha bulamayacağını düşündüğünü biliyorum ve haklısın. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تعتقدين أنكِ لن تجدي شخصاً مثلي مُجدداً وحسناً ... أنتِ مُحقة بشأن ذلك |
| lmmy'yi bulamayacağını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ لن تجدي إيمي |
| Bayan Wheeler, bir daha aşkı bulamayacağını düşünüyorsun, biliyorum. | Open Subtitles | السيدة (ويلر)، أنا أعلم أنكِ اعتقدتي أنكِ لن تجدي الحب مرة أخرى |