| Söyler misiniz, totemi getirecek büyüklükte bir gemi bulmak zor oldu mu? | Open Subtitles | هل تخبرنا كيف كان من الصعب العثور على قارب ضخم لتحضر التمثال |
| -Çok isterim. Ama 8 yaşından küçük 3 çocuk için bakıcı bulmak zor. | Open Subtitles | أود هذا لكن يصعب إيجاد جليسة لثلاثة أطفال |
| Son günlerde iyi bir tahtırevan taşıyıcısı bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | أصبح من الصعب إيجاد حاملين جيدين للسرداق الملكي هذه الأيام |
| Ve ülkelerin nasıl böylesi farklı yönlere doğru ilerlediğini gördük, bu sebepten dolayı dünyanın modelini gösteren bir örnek ülke bulmak zor. | TED | وقد رأينا كيف أن البلاد تتحرك في اتجاهات مختلفة كهذه ولذا، فمن الصعب الحصول على بلد تمثل نموذجًا لنمط العالم |
| Bunu bulmak zor değil ki. Her kitapçıda var zaten. | Open Subtitles | ليس من الصعب العثور عليه فهو موجود بالفعل فى كل متاجر الكتب |
| İş bulmak zor. Hem burada çalışmak da hoşuna gitmez bence. | Open Subtitles | من الصعب الحصول على وظيفة لا أعتقد أنك ستحبين المكان هنا على أية حال |
| Bir-iki tane bulmak zor değil, ama sekiz çok zor. | Open Subtitles | واحد او اثنان ليس من الصعب العثور عليها لكن العثور على 8 نظائر يعد أمر صعباً للغاية |
| Evet, yetenekli birini bulmak zor olabilir. | TED | نعم، قد يكون من الصعب العثور على المواهب. |
| Bunu, mağazaların çocuk reyonunda bulmak zor. | TED | إنه من الصعب العثور على ذلك في قسم ملابس الأطفال. |
| Başka bir ev bulmak zor olur mu? | Open Subtitles | هل سوف يكون من الصعب العثور على منزل آخر؟ |
| Aslında potansiyelin var. İyi bir rakip bulmak zor. | Open Subtitles | كلا، أنت تتمتع بإمكانيات في الواقع يصعب إيجاد منافس جيّد |
| Hayatta katlanabileceğin birini bulmak zor, hele de senin yakında gelecek bunamana ve mevcut kontrolsüzlüğüne dayanabilecek birini. | Open Subtitles | يكفي أنه من يصعب إيجاد أناس تتحملهم في الحياة فماذا عن إيجاد شخص يريد تحمل |
| Arkadaşlarını çöp niyetine kullanmayınca ilham bulmak zor oluyor, değil mi? | Open Subtitles | لايستطيعون الكتابة. من الصعب إيجاد الإلهام حينما لاتقوم بتحطيم أصدقائك, ها? |
| Benim gibi... herşeyini kaybetmiş birisi için hayatın anlamını bulmak zor olacak. | Open Subtitles | وبالنسبة لي كشخص قد فقد كل شيء من الصعب إيجاد هدف |
| Daha erken başlamak isterdik, ...ama bu kamyonu bulmak zor oldu. | Open Subtitles | كنا نأمل أن نبدأ قبل ذلك ولكن من الصعب الحصول على سيارة نقل |
| Sürekli bir adresi yok. Onu bulmak zor olacak. | Open Subtitles | لا عنوان دائم، لذلك سيصبح من الصعب العثور عليه |
| Bazen doğru yolu bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | أحيانا الطريق الصحيح من الصعب العثور عليها. |
| - Bu günlerde iyi adam bulmak zor. | Open Subtitles | فريق العمل الجيد صعب إيجاده هذه الأيام |
| Gerçek aşkı bulmak zor. | Open Subtitles | .الحبّ الحقيقي صعب الإيجادُ |
| Burada gerçekleri bulmak zor olabiliyor özellikle de güneş battıktan sonra. | Open Subtitles | قد يكون من الصعب معرفة الحقيقة هنا خصوصأً عندما تغيب الشمس |
| Onu bulmak zor Bunu bilmelisin. Evet | Open Subtitles | هذه مسألة ولاء, يصعب الحصول عليها ينبغي أن تعرف ذلك |
| Üzgünüm. Çok fazla tasarımcı hediyesi var. Aradığın şeyi bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | آسف، الكثير جداً من هدايا المصممين يصعب العثور على ما أبحث عنه |
| Oradalarsa, onları bulmak zor olmayacaktır. | Open Subtitles | إذا كانواهناك، لن يصعب علينا إيجادهم. |
| İşini düzgün yapan birini bulmak zor. | Open Subtitles | من الصعب أن تجد من يقوم بعمله على الوجه الصحيح |
| Saklanmak istiyorsa, onu bulmak zor olacaktır. | Open Subtitles | وإذا أراد البقاء متخفيا، سيكون من الصعب إيجاده. |