Germe ilkesini kullanan uzun kirişli köprülerden diğer bir tür gergi askılı köprü ve bunlardan çok var. | TED | لكن النوع الآخر من جسور البحور الطويلة التي تستخدم مبدأ الشد هي الجسور المدعومة بالكوابل، ونحن نرى الكثير منها. |
Karşımızda bazı teknik terimler var, hepsi üç harfli şeyler, yakında bunlardan çok fazla göreceksiniz. | TED | أذن ها هنا بعض المصطلحات الفنية، كلها أشياء ثلاثية الحروف، التي سترون الكثير منها. |
Vatikan'ınız de bunlardan çok var. | Open Subtitles | هناك الكثير منها في الفاتيكان الذي لديك. انت ؟ |
İngiliz Müzesi'nde bunlardan çok var. | TED | وهناك العديد منها في المتحف البريطاني. |
Hong Kong'da bunlardan çok olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد العديد منها هنا في هونج كونج. |
bunlardan çok var. | TED | وهناك العديد منها |
Evet, bende bunlardan çok var. | Open Subtitles | نعم , لدي الكثير منها |
Al, bende bunlardan çok var. | Open Subtitles | خُذ لدي الكثير منها |
Onlar bunlardan çok kullanırlar. | Open Subtitles | نعم , انهم يقودون الكثير منها |
Sen bana bunlardan çok almıştın. | Open Subtitles | لانني سرقت الكثير منها |
- bunlardan çok fazla yaptım, Brick. - Seni yönlendirebilirim. | Open Subtitles | - لقد عملت على الكثير منها , بريك - |
bunlardan çok fazla yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير منها. |
Bugün bunlardan çok gördük. | Open Subtitles | رأيت الكثير منها اليوم |
Rahmetli büyükbabam Kartaca kusatması sırasında bunlardan çok sayıda yemiş ve herhangi bir rahatsızlık geçirmemiş. | Open Subtitles | لقد تناول جدّي الأول العديد منها ... خلال حِصار كارتاجينا"، ولم يُعاني من" أية أعراض مرضيّة |
- Pinky, sende bunlardan çok var. | Open Subtitles | -بينكي، لقد حصلتِ على العديد منها |
Sende bunlardan çok var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وأنك لديك العديد منها |
-Çok. bunlardan çok az var. | Open Subtitles | -بثمن باهض ، ليس هنا العديد منها |