| Sonra ise Bunun doğru olmadığını öğrendik. | TED | لذلك، لقد أتينا لنكتشف أن هذا غير صحيح. |
| Hadi ama tatlım, ikimizde Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | هيّا يا عزيزي. كلانا يعلم أن هذا غير صحيح |
| Araştırmalar Bunun doğru olmadığını söylüyor. Quinn'in eski erkek arkadaşının bütün telefon görüşmeleri patlamadan önceki üç hafta boyunca. | Open Subtitles | هناك دراسات أثبتت أن هذا ليس صحيحاً. كافة الاتصالات من وإلى هاتف صديق كوين |
| Sanki zararsız bir şey yapıyormuş gibi konuşuyorsun. İkimiz de Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | تجعل الأمر يبدو كأنّ ما تفعلونه حميد، وكلانا يعلم أنّ ذلك غير صحيح. |
| Çünkü seni tanıyorum ve Bunun doğru olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لأنى أعرف أنا , و أنت نعرف أن هذا ليس صحيح |
| Jenny, Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | جسني، أنا وأنت كلانا نعرف أن هذا ليس صحيحا |
| Ancak, çoğumuz Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | TED | ومع ذلك، فإن معظمنا يعلم أن ذلك غير صحيح. |
| Üzgünüm, ama Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | أنا آسف. ولكننا نعرف أنّ هذا ليس صحيحاً |
| Bunun doğru olmadığını onlara söylemeliydin. | Open Subtitles | عليك أن تخبرهم بأن هذا غير صحيح |
| Ama Bunun doğru olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعرف أنّ هذا غير صحيح |
| Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | يبدو وكأن هناك دماء على يديك ونحنُ نعرف أن هذا غير صحيح |
| Bunun doğru olmadığını biliyorsun. Bana ihtiyacın olduğunu fark etmeliydim. | Open Subtitles | أنت تعلمين أن هذا غير صحيح كان علي أن ألحظ أنك كنت بحاجة لي |
| Bekle, bekle, Bunun doğru olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | انتظروا ، انتظروا تعلمون أن هذا غير صحيح |
| Çünkü ona onu sevmediğini söyledin. Bunun doğru olmadığını bilmesi gerek. | Open Subtitles | لأنك قلت إنك لا تحبها ويجب أن تعرف أن هذا ليس صحيحاً |
| Fakat Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | TED | ولكننا نعرف أن هذا ليس صحيحاً. |
| Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كِلانا يعرف أنّ ذلك غير صحيح. |
| Gözlerimin içine bak ve bana Bunun doğru olmadığını söyle. | Open Subtitles | أنظر فى عينى وقل لى أن هذا ليس صحيح ؟ |
| Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | الآن كلانا يعرف أن هذا ليس صحيحا. |
| Ama Bunun doğru olmadığını biliyorum ve çok çok pişmanım. | Open Subtitles | و علمت أن ذلك غير صحيح... و حقا شعرت بالندم |
| Evet ve her ikimiz de Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، كلانا يعلم أنّ هذا ليس صحيحاً |
| Bunun doğru olmadığını biliyorsunuz, onu burada seninle birlikte tutmak. | Open Subtitles | تعرفين بأن هذا غير صحيح إبقاؤه هنا معكِ |
| Bunun doğru olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أنّ هذا غير صحيح |
| Sanırım ikimiz de Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | أظن أن كلانا يعلم الآن، أن ذلك غير حقيقي. |
| Bunun doğru olmadığını ve sana inandığımı söyledim sonra da bunu kanıtlaman için bir şans verdirmeye uğraştım. | Open Subtitles | أخبرته أنّك قلت لي " أنّ ذلك ليس صحيحاً " وأنا قمت بتصديقك وعندها ناضلت لأمنحك فرصة لتثبت ذلك |
| İkimiz de Bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أنّ كلانا يعرف أنّ هذه ليست الحقيقة. |
| Lütfen, Bunun doğru olmadığını biliyorsun. Onlar bile ne iş yaptıklarını anlatıyorlar. | Open Subtitles | رجاء، تعرفين ان ذلك ليس حقيقي حتى انهم يخبرونني ماذا يعملون |
| Bunun doğru olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن هذا خطأ |
| Ayrıca çok çirkin ve ikincisi, Bunun doğru olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | و بشع ايضاً ثانياً , تعرفين ان هذا غير صحيح |