| Ne diyorsun sen? 3 dakika içinde burada olmalısın, yoksa hüküm giyersin. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا في خلال ثلاث دقائق وإلا فإنهم سيحاكمونك |
| Çünkü burada olman gerektiğinde burada olmalısın. | Open Subtitles | لأنّه من المفترض بك أن تكون هنا عندما يفترض بك أن تكون هنا |
| Yarın saat 11:00 ile 6:00 arası burada olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا بين الحادية عشرة و السادسة |
| Bu ne? burada olmalısın. | Open Subtitles | هيا ، لابد أنه هنا |
| Bu ne? burada olmalısın. | Open Subtitles | هيا ، لابد أنه هنا |
| Hastane, polisi aradı. Yoldalar. Geldiklerinde burada olmalısın. | Open Subtitles | لقد اتصلت المستشفى بالشرطة ويجب ان تكونى هنا قبل مجيئهم |
| Sen de burada olmalısın. Sen niye burada değilsin? | Open Subtitles | يجب ان تكونى هنا لما لستى هنا ؟ |
| Heykel geldiği zaman Celile Kralı olarak sen onun yerini alıp meşru hakkını geri kazanmak ve İsa'nın yandaşlarından kesin olarak kurtulmak için burada olmalısın. | Open Subtitles | عندما يأتي التمثال لك ، أنت هيرودس الجليل يجب أن تكون هنا على استعداد لأن تأخذ مكانه استعادة ما هو حق لك |
| Jack, eğer bunu yapacaksan ...yarın sabah 07.30'da burada olmalısın. | Open Subtitles | جاك" لو أنك ستفعل هذا" يجب أن تكون هنا غداً في السابعه و نصف تماماً |
| Umm, Sen festival için burada olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا من أجل المهرجان |
| burada olmalısın Ray. Bu kitap aileler hakkında. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا يا (راى) الكتاب يتحدث عن العائلات |
| Paella pişirirken, pişirmek için burada olmalısın. | Open Subtitles | "يجب أن تكون هنا لتطهو "البيلا |
| Biraz erken burada olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا مبكرا |
| burada olmalısın Kyle. | Open Subtitles | يفترض بك أن تكون هنا يا"كايل". |
| - burada olmalısın Kyle. - Tamam. | Open Subtitles | - يفترض بك أن تكون هنا, مفهوم؟ |
| Takım için burada olmalısın. Clem'e ve bebeğine bakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون هنا لأجل فريقك تعتني بـ(كليم) وطفلها |