| Yani burada olmamın sebebi alkolse, sana haberlerim var. | Open Subtitles | لو كان الكحول هو سبب وجودي هنا فلدي أخبار جديدة لك |
| Şey, burada olmamın sebebi, yaptıklarınızla başkan yardımcısına söyledikleriniz arasında bir karışıklık olması. | Open Subtitles | حسناً، سبب وجودي هنا هو أنه هناك اختلاف بين ما تعرفان و ما أخبرتما به نائبة الرئيس |
| Şey, burada olmamın sebebi, yaptıklarınızla başkan yardımcısına söyledikleriniz arasında bir karışıklık olması. | Open Subtitles | حسناً، سبب وجودي هنا هو أنه هناك اختلاف بين ما تعرفان و ما أخبرتما به نائبة الرئيس |
| burada olmamın sebebi... Benim verdiğim ifadede hatalar var. | Open Subtitles | الأن، أن سبب تواجدي هنا .هو أن شّهادتي غير دقيقة |
| burada olmamın sebebi o. | Open Subtitles | إنّها سبب وجودي هُنا. |
| burada olmamın sebebi yarın adliyede şüpheli teşhisi yapacağız. | Open Subtitles | السبب في وجودي هنا .. أنه لدينا صف صغير غدا في المحكمة. |
| burada olmamın sebebi sensin. | Open Subtitles | أنت سبب وجودي هنا أي أحد يستطيع أن يحمل الكاميرا |
| Sanırım burada olmamın sebebi gerçekten bu düşünceyi incelemek istiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن سبب وجودي هنا هو حقاً أريد أن أنظر لهذا أريد أن أختبره أريد أن أكون واضحاً للغاية بشأن هذا... |
| Aksine, burada olmamın sebebi tam da bu. | Open Subtitles | ما حدث في بنايتك هو سبب وجودي هنا |
| burada olmamın sebebi bir cinayet. | Open Subtitles | سبب وجودي هنا هو أن هناك جريمة حدثت. |
| burada olmamın sebebi de bu. | Open Subtitles | والذي هو الى حد كبير سبب وجودي هنا |
| Bir nevi burada olmamın sebebi. | Open Subtitles | إنّه نوعاً ما سبب وجودي هنا |
| burada olmamın sebebi o. | Open Subtitles | إنها سبب وجودي هنا |
| Hatta burada olmamın sebebi bir Grimm. | Open Subtitles | في الواقع ، سبب وجودي هنا هو أحد أفراد (غريم) |
| Aslında burada olmamın sebebi de o. | Open Subtitles | وهذا هو سبب وجودي هنا, حقاً. |
| burada olmamın sebebi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت سبب وجودي هنا بالكامل |
| burada olmamın sebebi bu. | Open Subtitles | انه سبب وجودي هنا |
| Tabii ki, George ve Caroline burada olmamın sebebi. | Open Subtitles | بالطبع، (جورج) و (كارولين) هم سبب وجودي هنا |
| İstersen avukatını arayabilirim, ama burada olmamın sebebi o insanları senin öldürdüğünü düşünmemem. | Open Subtitles | سأتصل به إن شئت، ولكن سبب تواجدي هنا هو أنني لا أعتقد أنّكَ قتلت اولئك الأشخاص |
| burada olmamın sebebi bu. | Open Subtitles | وهذا هو سبب وجودي هُنا. |
| Çünkü en başından beri burada olmamın sebebi sensin? | Open Subtitles | ألأنك السبب في وجودي هنا منذ البداية؟ |