|    Ben Jennifer Callfield ve buradan çıkar çıkmaz aktris olmak için Los Angeles'a gideceğim.    | Open Subtitles |     أَنا جينيفر كولفيلد وبمجرد خروجي من هنا سأذهب إلى لوس أنجلوس لكي أكون ممثلة    | 
|    Ayrıca, özel bir hikaye El Feneri' nin işine yarayabilir ki buradan çıkar çıkmaz yazacağım bunu.    | Open Subtitles |     إلى جانب أنني أعتقد أن "التورتش" يمكنها الاستفادة من خبر حصري سأكتبه بمجرد خروجي من هنا    | 
|    buradan çıkar çıkmaz bu durumu düzelteceğim.    | Open Subtitles |     سأنهي هذا الأمر بمجرد خروجي من هنا    | 
|    buradan çıkar çıkmaz elimden gelen her şeyi yapacağım.    | Open Subtitles |     حالما أخرج من هنا ، سأبذل مابوسعي    | 
|    Onu şimdi arayacağım ve buradan çıkar çıkmaz onunla konuşmak istediğimi söyleyeceğim.    | Open Subtitles |     -بخصوص (ميشيل ).. سوف أتصل بها حالاً وأُخبرها أنّني أريد التحدث معها حالما أخرج من هنا    | 
|    buradan çıkar çıkmaz her şeyi açıklayacağım.    | Open Subtitles |     سأوضح كل شىء حالما نخرج من هنا    | 
|    buradan çıkar çıkmaz, sana bir rahip bulacağız.    | Open Subtitles |     حالما نخرج من هنا سوف نجد لك قسيس    | 
|    - İşte bu. - buradan çıkar çıkmaz...    | Open Subtitles |     .ذلك صحيح ،لحظة خروجي من هنا    | 
|    buradan çıkar çıkmaz.    | Open Subtitles |     . حالما أخرج من هنا    | 
|    İzyan'ı buradan çıkar çıkmaz izleyeceğim.    | Open Subtitles |     "الانتفاضة" ، سأراه حالما أخرج من هنا    | 
|    buradan çıkar çıkmaz sana ağrı kesici vereceğim.    | Open Subtitles |     ستحصل على مسكناتك حالما نخرج من هنا    | 
|    - buradan çıkar çıkmaz... - Doğru ormana.    | Open Subtitles |     حالما نخرج من هنا نحو الغابة    | 
|    buradan çıkar çıkmaz yemek yiyebiliriz, ve sonra kendi yolumuza gideriz, ama hepinizin kafa kafaya verip, bu uçurumdan yukarı çıkmanın bir yolunu bulmanıza ihtiyacım var.    | Open Subtitles |     حالما نخرج من هنا سنتمكن من الأكل ...ثم نسلك طرقاً مختلفة... ...لكن أريدكم أن تفكروا معاً في طريقة للخروج من هذا الجرف...    |