| Yakında polisleriyle ve paslı silahlarıyla buraya gelecek. | Open Subtitles | سيكون هنا قريباً مع شرطته ومسدساتهم الصدأة |
| Gelecek, elbette buraya gelecek. Sürekli sorup durmanıza gerek yok. | Open Subtitles | سيكون هنا، بالتأكيد سيكون هنا لا حاجة لأن تستمرا في السؤال عن ذلك |
| Savaşlardan sonra kimse buraya gelecek kadar deli değildir. | Open Subtitles | بعد الحرب، لم يكن هناك شخص مجنون كي يأتي هنا. |
| buraya gelecek ve bir kaç konu üzerinde çalışacağız. | Open Subtitles | نعم أيضا،هي ستكون هنا نحن نعمل على إنجاز بعض الأشياء هذا يحدث دائما |
| Yeni ihtiyar kim ve ne zaman buraya gelecek? | Open Subtitles | إذاً من هو الشيخ الجديد و متى سيأتي إلى هنا ؟ |
| Herkes önce buraya gelecek, sonra otele gidecek. | Open Subtitles | الجميع سيأتي هنا أولاً وبعد ذلك يذهب للفندق |
| Bu demektir ki O buraya gelecek. | Open Subtitles | مما يعني أنها ستأتي إلى هنا لتراك |
| Her neyse, kadın pazar günü buraya gelecek. | Open Subtitles | إنها ستأتي هنا يوم الأحد، لذا أريدك أن تكون لست عقبة بالطريق |
| Durum şu ki, birisi buraya gelecek. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أن هناك شخصا ما سيحضر هنا |
| Lion-O buraya gelecek ve kılıcı almanın bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | لاينو سيكون هنا قريباً ويجد طريقة لإعادة السيف |
| Çocuk esirgeme kurumundan biri yarın sabah ilk iş olarak buraya gelecek. | Open Subtitles | شخص ما من وكالة التبني سيكون هنا في الصباح الباكر |
| Korkunç çocuk buraya gelecek ve sihrimi göreceksiniz. | Open Subtitles | الطفل المروع سيكون هنا و ستروا معجزتى |
| Ve buraya gelecek diğer casusları alaşağı etmek için bubi tuzağı kurdu. | Open Subtitles | -وفخخ الشقة حتى يتخلص -من أي عميل آخر يأتي هنا |
| buraya gelecek kadar kalın kafalı olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | أتظنه بالغباء الذي يجعله يأتي هنا |
| O, bu gece buraya gelecek. Ona söz verdim. | Open Subtitles | سوف يأتي هنا الليلة لقد وعدته |
| Oprah her gün buraya gelecek olsaydı eğer sen de her gün buraya gelirdin. | Open Subtitles | حسناً، أنظر ، إذا أوبرا كانت ستكون هنا كلّ يوم، وأنت ستكون هنا كلّ يوم. |
| buraya gelecek Değil Mi? | Open Subtitles | ستكون هنا قريباً , صحيح ؟ |
| George benim için piyanoyu almış ve doğrudan buraya gelecek. | Open Subtitles | لقد اشترى لي "جورج" البيانو، و سيأتي إلى هنا مباشرةً |
| Diğer iki çocuğu öldürdükten sonra en son buraya gelecek. | Open Subtitles | سوف يقتل الصبيين الآخرين وبعدها سيأتي إلى هنا. |
| Erken çıkabilirse, buraya gelecek. | Open Subtitles | اذا اتى مبكرا, سيأتي هنا. |
| Billy Jack buraya gelecek. | Open Subtitles | "بيلي جاك" سيأتي هنا. |
| Çünkü Manny Kolombiya'ya gitmezse Kolombiya'dakiler buraya gelecek. | Open Subtitles | لانه إن لم يذهب إلى "كولومبيا" "كولومبيا" ستأتي إلى هنا |
| Ama kız bu gece buraya gelecek. | Open Subtitles | ولكنها ستأتي هنا الليلة |
| Bir dahaki ay, Sandy yıl dönümü kutlamaları için buraya gelecek. | Open Subtitles | الشهر القادم، سيحضر هنا (ساندي) للمشاركة في بطولة للمشاهير |
| Yarın buraya gelecek ve birlikte çalışacağız. | Open Subtitles | -لأنه يفترض أن يأتي هنا غداً للعمل |
| Bayan Peters saniyeler sonra buraya gelecek, ona kendini satmalısın. | Open Subtitles | السيد بيترز سوف يكون هنا في أي لحظة يجب أن تبيعة من أجلها |
| Bu sebeple kızının güçlerini kendine almak için buraya gelecek. | Open Subtitles | ولهذا ستأتي لهنا منجذبة من قبل ابنتك، لأخذ قوّة الطفلة لنفسها. |