FBI'in Burma'ya bir yolculuk yapmamız için yetki vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ مكتب التحقيقات الفيدرالي سيصرح لنا بالذهاب إلى "بارما" |
Yakut'un Burma'dan Manhattan'da bulunan bir kişi tarafından çalındığına dair bir duyum aldık. | Open Subtitles | سمعنا إشاعات بان الياقوتة قد هُرِبت من "بارما" بواسطة شخصٍ آخر وبأنها هُنا في "مانهاتن" |
Burma zincirlenmiş halde, Zimbabve ise bir insanlık trajedisi, Sudan'da önleyebileceğimiz savaşlardan ötürü binlerce insan sebepsiz yere katloldu. | TED | بورما في الأغلال، زيمبابوي هي مأساة إنسانية، وفي السودان مات الآلاف من الناس بغير ضرورة لحروب كان بمقدورنا منعها. |
Hikâyelerimden biri Burma ve Bangladeş'in sınırlarında olan Kutupalong'da geçiyor. | TED | كانت إحدى القصص في كوتبالونج، على حدود بورما وبنغلاديش. |
- "Burma Tarşı." - "Burma Tarşı." | Open Subtitles | (بروما) للحلاقة |
Hiç tecavüze uğramadım ve bir Burma hapisanesinde olabilme ihtimaline yaklaşmadım bile | TED | لم أتعرض للإغتصاب من قبل و لم أكن في وضع مشابه أن أكون في سجن بورمي |
Doğudaki Burma'dan batıdaki Kamboçya'ya uzanır. | Open Subtitles | تمتد عبر 49 مقاطعة واسعة من (بيرما) في الغرب إلى (كامبوديا) في الشرق |
Bu tekne en iyi Burma meşesinden yapılmıştır. | Open Subtitles | 5000جنيه إسترلينى؟ سطح هذه السفينة مصنوع من خشب الساج البورمى |
Pırlanta ve gerçek Burma safiri var. | Open Subtitles | مطعم بقطع الماس و ياقوت بلون البورمي الحقيقي |
Burma'dan değerli taş çalmayı hiçbir zaman düşünmemiştim. | Open Subtitles | لأني لم أفكر يومًا بسرقة المجوهرات في "بارما" |
Burma'da iki yılda bir yapılır. | TED | وتحدث مرة كل سنتين في بارما |
Burma'da değerli taş kaçakçılığı. Bu ciddi bir durum. | Open Subtitles | تهريب الياقوت في "بارما" هذا أمرٌ خطير |
Belki de daha ciddi birşeydir -- söylediğim gibi, Burma'daki insan hakları. | TED | قد تكون شئ ربما اكثر جدية كما قلت,حقوق الانسان في بورما |
Bu erken edebi başarıya rağmen Neruda maddi sıkıntı yaşıyordu. Burma, Endonezya, Singapur ve İspanya gibi yerlerde bir dizi diplomatik işlerde çalışıyordu. | TED | بالرغم من هذا النجاح الأدبي المبكر عانى نيرودا مادياً واحتاج الأمر سلسلة من الوظائف الدبلوماسية في عدة أماكن منها بورما وإندونيسا وسينغافورة وإسبانيا. |
Farz et ki biri Kuzey Burma tepelerindeki bir kabileyi kaleme aldı. | Open Subtitles | لو ان كتابات رجل كانت عن قبائل ,المرتفعات فى شمال بورما |
- "Burma Traşı." - "Burma Traşı." | Open Subtitles | (بروما) للحلاقة |
Mücevherden kastı Hint elmasları, Burma yakutlar ve yumruk büyüklüğünde Kolombiya zümrütleri. | Open Subtitles | عندما نقول الجواهر، نعني الماس هندي، ياقوت بورمي وزمرد كولمبي بحجم قبضة يدك. |
Burma'da, haşhaş yetiştirilen bir bölge. | Open Subtitles | منطقة في "بيرما" حيث تُزرع المخدرات |
Burma halkı şimdi bir imparatorluktan diğerine geçmişti. | Open Subtitles | لقد توجب على الشعب البورمى من الأن أستبدال رمزه الأمبراطورى بأخر |
Burma ormanında 12 yıl kaldıktan sonra, açım Lady Agatha, ...çıplak bir omuz için açım. | Open Subtitles | بعد 12 سنة في أدغال البورمي إني شديد الجوع، سيدة أجاثا. -جائع لكتف أبيض... . |