| Sıra bende, hiç hareketli bir cüzzam inceleme birimine binmedim. | Open Subtitles | دوريّ، أنا لم أركب أبداً في وحدة نقل مرضى الجذام. |
| Meslektaşım, Sudesh Sivarasu, cüzzam geçirmiş kişiler için akıllı bir eldiven icat etti. | TED | اخترع زميلي سوديش سيفاراسو قُفّازًا ذكيًا للأشخاص الذين عانَوا من الجذام. |
| Beyler cüzzam kötü koşullarda iyice gelişir. Tek şansınız evi temizlemek. | Open Subtitles | الجذام يزداد حدة في المحيط المتسخ ولذا فرصتكما الوحيدة هي تنظيف المنزل |
| Ama yakından bakarsan... cüzzam basilinin biraz daha kalın ve uzun olduğunu görürsün. | Open Subtitles | لكن حين تنظرين عن كثب .. سترين أنّ باكتيريا الجُذام أسمن و أطول قليلاً. |
| Sudesh bu eldiveni cüzzam hastalarının gündelik aktivitelerini ve çevrelerindeki riskleri gözlemledikten sonra ve onları öğrendikten sonra icat etti. | TED | اخترع سوديش هذا القفّاز بعد ملاحظته لعدّة مرضى جذام سابقين وهم يقومون بنشاطاتهم اليوميّة، فأدرك المخاطر التي يواجهونها في بيئتهم. |
| Hastalık her neydiyse, uyuz, kuduz, sıtma... hatta belki de cüzzam... | Open Subtitles | مهما يكن المرض الذي أصابه، جرب، سُعار، مالاريا، ربما حتى الجذام... |
| Birincisi, Belçikalı bir misyoner neden tam bir tecrit içinde Kalaupapa'da yaşıyordu. Sonunda yardım etmek istediği insanlardan, cüzzam kapacağını bilirken. | TED | أولا، لم اختار مبشر بلجيكي العيش في عزلة تامة في كالوبابا، علما أنه سيلتقط عدوى الجذام لا محالة من ذلك المجتمع الذي سعى إلى مساعدته. |
| Kalaupapa'dan 100 yıl sonra artık cüzzam bakterisini gerçek zamanlı dizileyecek teknolojimiz var, taşınabilir gen dizileyicilerimiz ile internete uzaktan erişim ve bulut bilgi işlemi yoluyla. | TED | بعد 100 سنة في كالوبابا، أصبحنا نملك التقنية اللازمة لتحديد تسلسل بكتيريا الجذام في الوقت الحقيقي، باستخدام محددات تسلسل جينوم محمولة، والولوج عن بعد إلى شبكة الإنترنت والحوسبة السحابية. |
| Ey cüzzam hastaları, size hayat bağışlayan Rabbinize şükredin. | Open Subtitles | مرضى الجذام ، احمدوا الله ... علىأن منحكمالحياة |
| İnsan umutlarıyla yaşar... ve inanıyorum ki tek tedavi edilemeyecek cüzzam, ruhsal cüzzamdır. | Open Subtitles | يعيش الرجل مع آماله و أعتقد بأن مرض الجذام نفسي فقط ! وتلك هي المعضلة |
| Derek Bronson cüzzam değildi. | Open Subtitles | ديريك برونسن ليس a مصاب بداء الجذام. يا، يراقبه. |
| Bu yüzündeki çıbanlar cüzzam alameti. | Open Subtitles | ♪ كما يحدث تماماً لدمامل الجذام خاصتك ♪ |
| 300 işçi cüzzam hastanesinde tutuluyor | Open Subtitles | ثلاثمائة عامل محمولة في الجذام |
| cüzzam hastanesindeki adamlarımıza da çekilmelerini söyle | Open Subtitles | اطلب من رجالنا في الجذام ينسحبوا ايضا |
| cüzzam, yoksullukla yan yanadır. | Open Subtitles | مرض (الجذام) يُمكن أن يكون في أيّ مكـان أو في كلّ مكـان |
| cüzzam ve vebayı kullanıyor zaten. | Open Subtitles | فهو يَستعملُ مرضَ الجذام ويزعجهم (يقصد أن الله يبتلي الناس في محن للوصل إليهم) |
| Sevgiler, Baban.'' (Kahkahalar) Bu tivitin harika yanı, tıpkı çoğu trol gibi çok da kötü değil çünkü bana ''leporsi'' dilemiş, ''leprosi'' (cüzzam) değil ve ''leporsi'' hiç de tehlikeli değil. | TED | كل الحب، أبوك" (ضحك) الآن، الشيء العظيم عن هذه التغريدة إذا نظرت إليها، كمثل معظم المتصيدين، إنها ليست بذلك السوء، لأنه يتمنى لي "الذجام" بدلاً من "الجذام"، و" الذجام" ليس خطراً على الإطلاق. |
| cüzzam dokuları yer bitirir, tendonları sıkılaştırır, ısı ve dokunma duyularını köreltir, parmakları katılaştırır, sinirleri kuru biz zırhla kaplar, körlüğe neden olur, karaciğere ve kemik iliklerine saldırır, tıpkı gözlere saldırdığı gibi, | Open Subtitles | مرض (الجذام) دائمـاً مـا يُصيب الفـاقة ، عند مُهاجمـة الجسم ... يتعمّق ويوسّـع التجـاعيد |
| Peder Vermeuhlen üzerinde yıllık cüzzam kontrolünü yapacaksın. | Open Subtitles | لتقومي بالإختبار السنوي لـ "الجُذام" على "الأبّ فيرمولين". |
| - Bunun cüzzam basili olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | - لقد ظننتها باكتيريا الجُذام. |
| Eskiden cüzzam geçirdiğimi söylediğimde aşırı tepki verdi. | Open Subtitles | حسنا، ردّت جميلة بشكل سيئ عندما أخبرتها أنا كنت عندي مرض جذام. |