| Camino Real'den bir yayın yaptılar mı olayı kaptıklarını sanıyorlar. Kapa çeneni. | Open Subtitles | حقا مترفون, تقدمي فقرتك من كامينو ريال و تحصلين علي القصة كاملة |
| Babasının El Camino ile poz vermiş eski bir resmini gördüğünden beri,. aynı arabayı yapmaya ihtiyacı olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | منذ ان رأي صورة قديمه لوالده لوالده مع تلك السيارة القديمه كامينو , قرر ذلك بانه بحاجه لاستعاده واحده ملثها |
| Oyları silip süpüren Ronald Reagan Camino Real Hotel'de... | Open Subtitles | من فندق كامينو ريال رونالد ريجان اكتسح الانتخابات |
| Oh, kirli saçlı, harika kollar, El Camino sürüyor... | Open Subtitles | شعره قذر وزراعه قوى ويقود سيارة الكامينو |
| Bristo Camino küçük bir polis şubesi... bu yüzden Ventura İlçesinin şubesinden yardım istedik. | Open Subtitles | بريستو كامينو لديها مركز شرطة صغير جدا لذا طلبنا المساعدة من مراكز أخرى |
| El Camino'nun arkasında bira olduğunu ve eğer bulursa içebileceğini söyleyerek, çatıdan indirmeyi başarabildik. | Open Subtitles | أنزلناه عن السطح باخباره أننا خبأنا الجعة في مؤخر ال كامينو واذا استطاع العثور عليها فيمكنه احتساؤها |
| Camino de Santiago'da fırtınaya yakalandı, bayım. | Open Subtitles | وجدناه في العاصفة في سانتياغو دي كامينو والمونسنيور |
| Hatta, bu hafta Camino'da birisi öldü. | Open Subtitles | في الواقع، توفي أحدهم على كامينو هذا الأسبوع |
| Neyse, Camino de Santiago'da mucizelerin vuku bulduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | على أي حال ، يقولون أن المعجزات تحدث هنا في سانتياغو دي كامينو |
| Yazar tutulmasından dolayı Camino'yu yürüyorum. | Open Subtitles | السبب انى هنا المشي على كامينو.منع الكاتب |
| Camino'nun hiçbir yerinde bunun gibi bir damga bulamazsınız. | Open Subtitles | أنت لن تجد مثل هذه الختم في أي مكان آخر على كامينو |
| Evet, peki Camino'yu bisikletle ya da at sırtında yapan hacılara ne demeli? | Open Subtitles | نعم ، وماذا عن حجاج على الدراجات أو حجاج تفعل كامينو على ظهور الخيل؟ |
| Camino de Compostela'da kaçırıldığımı söyle! | Open Subtitles | قل لهم لقد تم اختطافي في كامينو دي كومبوستيلا |
| Neden Camino'da olduğunu açıklamam gerekiyor, Tom. | Open Subtitles | يجب أن أشرح لماذا أنت خارج في كامينو ، توم |
| Hayır, Camino'daki onurlu bir hacı asla otelde kalmaz. | Open Subtitles | لا لا احترموا انفسكم يا حجاج فإن كامينو ستبقى فى برادور |
| Sepulveda ve El Camino'nın köşesinde durdular. | Open Subtitles | لقد توقفوا عند زاوية سيبولفيدا وايل كامينو |
| "Camino'da yaşadığın en etkileyici şey neydi, en, en etkileyici an?" diye sordum. | TED | وقلتُ لها: "ما هي أقوى لحظة شعرتِ بها في طريق كامينو بالكامل، اللحظة الأقوى جدًا؟" |
| El Camino'daki şu ateşli adam bayağı zeki biri gibi gözüküyor. | Open Subtitles | الرجل الجذاب الذى يقود السيارة الكامينو يبدو ذكيا |
| El Camino'su olan adam tamamen benim tipim. | Open Subtitles | هذا الرجل صاحب الكامينو فعلا نوعى المفضل |
| Camino'yu kimse kazara yürümez. Hiç kimse. | Open Subtitles | هو أنه لا أحد يمشي هذا الكامينو عن طريق الصدفة. |
| Bak, Camino Kartelinin, Baine Endüstri binalarından birisinde toplandığını öğrendim. | Open Subtitles | انظر أدركت أن منظمة "الكامينوز" كانوا يتجمّعون في واحدة من بنايات "باين" الصناعية |
| Dedi ki, "Birçok etkileyici an yaşadım, ama biliyor musun, en etkileyici olanı Camino sonrasıydı, Santiago'dan bu uçurum kenarına gelinen o üç gün. | TED | قالت: "شعرتُ بعدة لحظات قوية، لكن وكما تعلم، كانت أقوى اللحظات ما بعد كامينو، كانت الأيام الثلاثة التي ذهبتُ فيها من سانتياغو ووقفتُ على حافة هذا المنحدر. |