| Savaş çıkarsa, içimizdeki casusları barındırmak gibi bir lüksümüz olamaz. | Open Subtitles | إن لم تكن هناك حرب ستكون هناك جواسيس في وسطنا |
| Kimseye güvenemem. O şeytanın her yerde casusları var. | Open Subtitles | انا لا أثق بأحد الشيطان لديه جواسيس فى كل مكان |
| - Aramızda düşman casusları var. | Open Subtitles | لأن بيننا جواسيس للعدو أيها الجنرال أرنى الجواسيس |
| Ve siz bana komşum hakkında bilgi verdiniz, Doğu Alman casusları ve muhbirleri konusunda. | TED | وقد أخبرتنا توك عن جاري، الجواسيس والعملاء من ألمانيا الشرقية. |
| Onlar casusları kimyasal şirketlerden uzak tutmak için. | Open Subtitles | الاسلحة لكي يبعدوا الجواسيس من شركات المنتجات الكيمياوية |
| John'un casusları her yerde. Eminim buluşma noktasını gözlüyorlardır. Endişelenmem gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | جون عنده جواسيسه في كل مكان أنا متأكد هم يراقبون حوض السفن |
| Düşman casusları, majesteleri. Şüphesiz Commorya'dan gönderilmişler. | Open Subtitles | جواسيس اعدائك جلالتك لا شك انهم بعثوا من كوموريا |
| Fransızların İngiltere ve her yerde casusları var. | Open Subtitles | الفرنسيون لديهم جواسيس فى انجلترا و فى كل العالم مثلنا تماماً |
| Fransızların İngiltere ve her yerde casusları var. | Open Subtitles | الفرنسيون لديهم جواسيس فى انجلترا و فى كل العالم مثلنا تماماً |
| Ona karşı komplo kurmadığından emin olmak için casusları senin en yakınında. | Open Subtitles | لديه جواسيس بين أقرب ...المقربين إليك ليضمن أنك لا تدبر شيئًا ضده... |
| Ateş Ulusu'nun casusları olmadığınızı nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نتأكد أنكم لستم من جواسيس أمة النار؟ |
| Beni aradığınız için şanslısınız. Her yerde casusları var. | Open Subtitles | من حسن حظك أنك لجأت إلي عندهم جواسيس في كل مكان |
| Cumhuriyet casusları, senatör Bonteri'nin Dooku'nun katilleri tarafından öldürüldüğünü rapor ediyorlar. | Open Subtitles | جواسيس الجمهورية ارسلوا تقارير ان السيناتور بونتاري قد تم قتلها عن طريق سفاحين دوكو |
| Aşağıda, ülkenin en iyi casusları özgürlük ve adalet adına savaşıyor. | Open Subtitles | حيث يتم القتال من اجل العدالة و الحرية على يد افضل جواسيس في البلد |
| Bu bana, II. Dünya Savaşı sırasında düşman hattına geçen Alman casusları hatırlattı. | Open Subtitles | يذكرني ذلك بقصة جواسيس ألمانيين خلف خطوط العدو في الحرب العالمية الثانية. |
| Bu yüzden süper casusları yurt dışına kaçırabilirim. | Open Subtitles | لهذا أنا قادر على تهريب جواسيس خارقون للبلاد الأخرى |
| Hayır, bence casusları bu kadar kolay salmayalım. | Open Subtitles | كلا، فلا اعتقد أنه يجب ترك الجواسيس بهذه السهولة |
| Gelecekteki casusları belirlemek için kullanılıyormuş. | Open Subtitles | حول كم هو طوّر لتمييز الجواسيس المستقبليين |
| Ve her yerde casusları tuzaklarımızın arasından sıyrılıp geçiyorlar. | Open Subtitles | و في كل مكان جواسيسه يتسللون عبر شباكنا |
| Trick'in de yeraltında casusları var ama birşey bulmaktan çok uzak.. | Open Subtitles | أرسل تريك مُخبرين في الأزقة لا شيء حتى الآن |
| Müttefik casusları için hazırlanmış bir güvenli eve vardıklarında saat geceyarısını biraz geçmektedir. | Open Subtitles | بعد منتصف الليل من وصولهما فيمنزلآمن للجواسيس الأتحادية |