| Ben Brenda Meritt'in korkunç birşey yaptığını, ve büyükannemin cezalandırılmayı hakettiğini söylerdim. | Open Subtitles | أود أن أقول إن بريندا ميريت فعلت شيء فظيع، وجدتي يستحقون العقاب. |
| Belki Schillinger'ın bana pislik gibi davranmasına izin vermeliyim çünkü cezalandırılmayı hak ediyorum, çünkü ben... | Open Subtitles | ربما لآنني تركتُ شلنجر يعاملني بقذارة لأنني أستحق العقاب |
| Savunma Bakanının cezalandırılmayı hak ettiği inancındaysan madem baban aleyhindeki iddialara ne demeli? | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن وزير الدفاع يستحق العقاب كيف اذن أبوك في لائحة المتهمين؟ |
| Birinin özel dosyasını çalmak sadece moral bozucu değildir cezalandırılmayı da gerektiren bir harekettir. | Open Subtitles | سرقة الملف الشخصي لشخص ما ليس فقط فساداً أخلاقياً هو يعاقب عليه بالطرد |
| Çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeyi yaptım diye cezalandırılmayı kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولا يجب أن أعاقب على شيء كان عليَّ فعله منذ وقت طويل |
| cezalandırılmayı hak eden kişi o. | Open Subtitles | هو الشخص الذي يجب أن يُعاقب |
| Ve bu suçlardan dolayı kamu tarafından cezalandırılmayı hak ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يستحقون العقاب من المجتمع لارتكابهم تلك الجرائم |
| Bak sana yapılanlar, büyürken sana yaptıkları onlar cezalandırılmayı hak ettiler. | Open Subtitles | انظر ما فعلا بك انظر لما فعلا بك خلال نشأتك؟ إنـّهما يستحقان العقاب خلال نشأتي؟ |
| Aynı ailelerini terkedip cezalandırılmayı hak eden hayatındaki diğer erkekler gibi. | Open Subtitles | مثل باقي الرجال في حياتك الذين هجروا عائلاتهم و الذين يستحقوا العقاب |
| cezalandırılmayı hak eden biri varsa, o da benim. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذّي يستحق العقاب من أجل ذلك. |
| cezalandırılmayı hak eden biri varsa, o da benim. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذّي يستحق العقاب من أجل ذلك. |
| Bazı insanlar cezalandırılmayı ve değer verdikleri, üzerine titredikleri bir şeyin ellerinden alınmasını hak eder. | Open Subtitles | هناك من يستحق العقاب و هناك من يستحقون أن يأخذون ما أُعدَ لهم شيء يعظمونه |
| cezalandırılmayı hak eden birini nasıl affedersin? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ مسامحة هؤلاء الذين يستحقون العقاب ؟ |
| Biliyorum burası, insanların cezalandırılmayı hak ettiği iğrenç bir yer. Ama cezalandırılmıyorlar. | Open Subtitles | أعلم أنّه مكان مروّع فيه من يستحقّون العقاب يُفلتون. |
| Belki de ben buyumdur, ve cezalandırılmayı hak ediyorumdur. | Open Subtitles | ربّما هذه هي حقيقتي، وربّما أستحق العقاب. |
| Kendini korumak için tanıkları tutuklayan bir organizasyon faillerle birlikte cezalandırılmayı hak eder. | Open Subtitles | منظمةٌ تقوم باحتجاز الشاهدين كي تحمي نفسها .تستحق العقاب إلى جانب القاتلين |
| Yüzbaşı Carter cezalandırılmayı hakediyor, Kraliçem. | Open Subtitles | كابتن كارتر لا تستحق العقاب يا ملكتى .. |
| Yaramaz çocuklar cezalandırılmayı hakederler | Open Subtitles | الاشخاص المشاغبون يستحقون العقاب |
| Ama bir insanın bu dünyayı terk edişini izlemek cezalandırılmayı hak eden birisi olsa bile... | Open Subtitles | لكن مشاهدة شخص يغادر هذا العالم حتى الشخص الذي يستحق أن يعاقب |
| Zira, cezalandırılmayı arzuluyormuş, kurtulmuş aynı şekilde davranarak kendimizi kurtarabilirmişiz. | Open Subtitles | لانه رغب بان يعاقب و قد تم انقاذه و يمكن ان ننقذ انفسنا بفعل نفس الشيئ |
| Biliyorum. Her şeyin içine ettim. cezalandırılmayı hak ediyorum. | Open Subtitles | أعلم، لقد أخفقت حقاً استحق أن أعاقب |
| Biliyorum. cezalandırılmayı hak ediyor. | Open Subtitles | أعلم ، إنه يستحق أن يُعاقب |
| cezalandırılmayı hak ediyorum. | Open Subtitles | وأستحق أن أُعاقَب. |