| Kuru boğulmada gırtlak istem dışı kapanarak hava ve suyun ciğerlere girmesini önler. | Open Subtitles | عندما يحدث الغرق الجاف فإن الحنجرة تغلق لا إرادياً مانعةً الهواء و الماء من دخول الرئتين |
| Böylece su ciğerlere giremez ve kuru boğulma meydana gelir. | Open Subtitles | و بالتالي الماء يبقى خارج الرئتين فهذا الغرق الجاف |
| Islak boğulmada da oksijen yetmezliği olur ama gırtlak gevşeyince su ciğerlere dolar. | Open Subtitles | في الغرق الرطب غير الجاف نقص الأكسجين يحدث أيضاً لكن الحنجرة ترتخي و الماء يغمر الرئتين |
| Yeni ciğerlere kavuşacağım için mi, yoksa kızımı göreceğim için mi bu kadar sinirliyim bilmiyorum. | Open Subtitles | فأنا لا أعرف ما إذا كنت متوتراً بشأن الحصول على رئتين جديدتين أم مقابلة ابنتي |
| ciğerlere daha çok kan götürecek bir yol olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة لإمداد الرئتين بالمزيد من الدماء. |
| Sıvıyı ciğerlere gönderen bedensel bir reaksiyon gerçekleşir. | Open Subtitles | ردّ فعل جسماني يحدث بأن يرسله إلى الرئتين. |
| Bu sefer kesinlikle içeri gitti. ciğerlere kadar. | Open Subtitles | ,هذي تغلغلت بالداخل تماما هذه المرة في الرئتين بالضبط |
| Amonyağa ya da sülfite bağlı toksik etkileşimler ciğerlere zarar verebilir bu da sinir ağrılarına ya da ateşe neden olur. | Open Subtitles | التعرض للسموم لغاز النشادر أو السلفات بإمكانه ان يزعج الرئتين يسبب آلاما متعددة أو حمى |
| Boğazdan geçen bir boru ikiye ayrılarak ciğerlere ve mideye gider. | Open Subtitles | وهُناك إنبوبة تمر من الحجنرة .إلى الرئتين والمعدة |
| Bunlar ciğerlere nüfuz edemez. | Open Subtitles | والذي لا يمكنهُ العومَ أو النفاذَ إلى الرئتين |
| Hava yolu ciğerlere sıkışan havayı yakar. | Open Subtitles | المجاري الهوائيه تحترق و تحبس الهواء في الرئتين |
| Umarım, ciğerlere olabildiğince yakın değildir. | Open Subtitles | ليس بعيداً عن الرئتين |
| ciğerlere hasar vermiş evet. | Open Subtitles | صحيح بأنها دمرت الرئتين |
| Ama bilim sayesinde, tıp sayesinde yeni ciğerlere sahip oldu ve artık önünde kocaman bir ömür var. | Open Subtitles | وبسبب العلم. وبسبب الطب حصلت على رئتين جديده |