| Buna her yıl diş dolgusunda kullanılan 5000 poundluk Civa da dahildir. | TED | وهذه تتضمن 5,000 رطلا من الزئبق من حشوات الأسنان لوحدها كل عام. |
| Öyle düşman ki bu zehir insan kanına Civa hızıyla delip dolaşarak vücudun sokakları olan damarlarını sirkenin sütü kesmesi gibi akışkan ve hayat dolu kanını pıhtılaştırıverir. | Open Subtitles | الذي من شانه ان يلحق اشد الضرر بدم الانسان اذ يسري بسرعة تحاكى سريان الزئبق اذ يسرى فى منافذ الجسد و مسالكه الطبيعية |
| Amacı, küçük tungsten ya da Civa parçacıklarını yüklemek ve daha sonra bir ucu atmosfere açılan özel bir silah aracılığıyla bu parçacıkları yıldırım gücüyle hızlandırmaktı. | Open Subtitles | كانت خطته تقتضي شحن صغيرة جزيئات التنغستن أو الزئبق ثم تسريعا بإستخدام البرق داخل سلاح خاص ذو فتحه واحده للغلاف الجوي |
| Burada artık Civa yok. Sana söylemiştim. | Open Subtitles | ليس لدينا أي زئبق في المصنع، لقد قلت لك ذلك |
| Kılıç balığı, sarıağız, köpek balığı ya da derin deniz balığı da yok. Hepsinin Civa seviyesi yüksek. | Open Subtitles | ولا أسماك من نوع سياف البحر أو الإسقمري أو القرش أو سمك الذيل، فكلها بها نسبة زئبق عالية |
| Titreşimle tetiklenmesi için, Civa kullanmışlar. | Open Subtitles | و هناك بعض الزئبق أيضاً أستخدم كمفجر عن طريق الذبذبات |
| Maddenin üstünde Civa fülminatı, sodyum azit ve tetril izleri vardı. | Open Subtitles | إنها آثار فلمينات الزئبق أزيدات الصوديوم و تيترال عليها |
| Civa belirgin bir biçimde merkezi sinir sistemini hedef alır. Benim hatam olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | الزئبق يستهدف الجهاز العصبي المركزي بالتحديد |
| Eğer oğlunda Civa zehirlenmesi varsa şelasyona cevap verme ihtimali oldukça yüksek. | Open Subtitles | إن كان يعاني ابنك من تسمم الزئبق هناك احتمال كبير لاستجابته لإزالة المعادن من جسده |
| Civa belirgin bir biçimde merkezi sinir sistemini hedef alır. | Open Subtitles | الزئبق يستهدف الجهاز العصبي المركزي بالتحديد |
| Eğer oğlunda Civa zehirlenmesi varsa şelasyona cevap verme ihtimali oldukça yüksek. | Open Subtitles | إن كان يعاني ابنك من تسمم الزئبق هناك احتمال كبير لاستجابته لإزالة المعادن من جسده |
| Kimse yer altı sularında Civa olmasıyla ilgilenmiyordu. | Open Subtitles | المطورون لا يهتمون بوجود الزئبق في المياه الجوفية |
| Sanki nereden geldigi belli olmayan baloncuklar saçiyor, Civa gibi. | Open Subtitles | والتي تنفجر منها بشدة إنها تأتي من أي مكان, مثل الزئبق |
| Kurbanın üstünde çok garip bir şey buldum Civa fülminat. | Open Subtitles | لذا، لقد وجدتُ شيئاً غريباً جداً على الضحيّة... فلمينات الزئبق |
| Bu kemik, yüksek seviyelerde Civa fülminat gösteriyor. | Open Subtitles | هذا العظم يعرض مستويات عالية جداً من فلمينات الزئبق |
| Tabakhane, 100 yılı aşkın süredir buradaymış. Civa toprağa sızıp, dokunduğu her şeye bulaşmıştır. | Open Subtitles | كانت هنا المدابغ لأكثر من مائة عام ولتسرّب الزئبق إلى التربة ولوّث كلّ ما لمسه |
| Civa, evrendeki radyoaktif olmayan, en zehirli element türüdür. | Open Subtitles | الزئبق هو أكثر العناصر غير المشعة سُمّية على الإطلاق |
| Parmaktan patlayıcı izlerini sildim ve bir iz buldum Civa fulminatı, 1986'da askeriyede üretimi durduruldu. | Open Subtitles | لقد حللت الأصبع من المتفجرات و وجدت أثر واحداً زئبق الفيلمنات", الذي تم صنعه بالكامل" عن طريق القوات المسلحة عام 1986 |
| Prometyum, ksenon, Civa, tantal ve dialum? | Open Subtitles | "بروميثيوم"، "زينيون"، "زئبق"، "تنتاليوم" و"دياليوم". |
| Eski fabrikada bir Civa sızıntısı yaşamıştık. | Open Subtitles | كان لدينا تسرب زئبق في المصنع القديم |
| - Bu kızıl Civa. | Open Subtitles | ـ أجل، زئبق أحمر |
| Tatlım, vücudunda o kadar çok Civa var ki kuyruğumu ağzına dokundurup ateşimi ölçebilirim. | Open Subtitles | حبيبى لذا أنت ملئ بالزئبق يمكن أن ألصق ذيلك في فمي وأقيس درجة حرارتي. |