| Binbaşı Coker önemli olmadıklarını söyledi sanıyordum, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن الرائد كوكر قال بأنها لم تكن مهمة؟ |
| Binbaşı Coker Amerikan Hava Kuvvetleri'nden. | Open Subtitles | اسمعي , كان الرائد كوكر في سلاج الجو الامريكي |
| Binbaşı Coker'a aferin, ancak ona bulunduğum yerden memnun olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | جيده للرائد كوكر لكن أخبره أنا بخير حيث أنا |
| Binbaşı Coker epey hayal kırıklığı yaşayacak. | Open Subtitles | الرائد كوكر ذاهب للذين سيصابون بخيبة الامل |
| - Cory. - Merhaba. - Binbaşı Coker ile görüşseniz iyi olur. | Open Subtitles | كوري مرحبا , أفضل أن تلقي بي الرائد كوكير |
| Bu nedenle binbaşı Coker hem gören, hem göremeyen tüm vatandaşların onlarla mücadeleye yardım etmesini istiyor. | Open Subtitles | لذا , الرائد كوكر طلب من كل مواطن بصير أو أعمى ان يساعدهم في محاربتهم |
| Binbaşı Coker hem gören, hem göremeyen tüm vatandaşların onlarla mücadeleye yardım etmesini istiyor. | Open Subtitles | الرائد كوكر طلب أن كل مواطن يساعدهم في الحرب سواء بصير أو أعمى |
| Binbaşı Coker hem gören, hem göremeyen tüm vatandaşların onlarla mücadeleye yardım etmesini istiyor. | Open Subtitles | الرائد كوكر طلب كل مواطن مبصر أو اعمى أن يساعدهم في الحرب |
| Pekala, Binbaşı Coker, Bill'den başka bir Triffid saldırısı için yardım istedi. | Open Subtitles | حسنا , الرائد كوكر احتاج إلى بيل للمساعدة من وقوع هجوم أخر من قبل الترايفد |
| Binbaşı Coker'ın da ülkeyi yönetemeyecek kadar meşgul olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | وكنت تقول ذلك للرائد كوكر لإشغاله في ادارة البلاد؟ |
| Binbaşı Coker bana Triffid uzmanı olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | الرائد كوكر أخبرني بأنك خبير في الترايفد |
| Yargıç Harper hukuk fakültesindeyken Yargıç Juliet Coker'ın katipliğini yapmış. | Open Subtitles | القاضية هاربر كانت تعمل كاتبة لدى القاضية جولييت كوكر عندما كانت في مدرسة القانون |
| Coker görenleri ve körleri yiyecek ve su toplamaya yolladı. | Open Subtitles | كوكر أرسل المبصرون للبحث عن طعام وماء |
| Binbaşı Coker seninle konuşmak istiyor, Jo. | Open Subtitles | الرائد كوكر يريد التحدث إليك , جو |
| Binbaşı Coker için yapacağım yayın hakkında. | Open Subtitles | حول الارسال الاذاعي للرائد كوكر |
| Binbaşı Coker çok üzgün olduğunu söyledi. Pekala, çıkalım... Git, onları dışarı at. | Open Subtitles | الرائد كوكر يتأسف كثيرا ... حسنا دعوها تقدم , وبعد ذلك ارمهم |
| Açıkçası, Binbaşı Coker'ın işi başından aşkın. | Open Subtitles | حسنا , لأكون صادقا الرائد كوكر يكافح |
| Coker, dışarıda yaklaşık 50 tane oğul var. | Open Subtitles | اسمع كوكر , حصلوا على 50 خلية هناك |
| - Ama aslında Binbaşı Coker için savaşıyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يحاربون لأجل الرائد كوكر |
| Evan Coker. | Open Subtitles | انا ايفان كوكير |
| Ne buldun? Evan Coker. | Open Subtitles | ايفان كوكير هذه كانت سيارته |