| Bu yüzden senin Cas Coyote ile ilgilenmeni istiyorum. | Open Subtitles | لذا، أريدك أن تقابلي كاز كايوتي, |
| Affedersiniz, Cas Coyote'yi arıyorum. | Open Subtitles | عذراً، أنا أبحث عن شخص يدعى كاز كايوتي. |
| Sen ve o çok benzersiniz. Coyote'nin cesareti, aklı, zararlı olma hisleri var. | Open Subtitles | القيوط يمتلك الشجاعة والحكمة والشعور بالأذى |
| Ve bana şu Coyote Eddie'yi getirene $10,000 ödül veriyorum. | Open Subtitles | وانني أعرض 10.000 دولار مكافاه على من يرشد عن إيدي القيوط |
| Ekibi oluştur ve yarın El Coyote'de görüşelim. | Open Subtitles | إجمعْ الطاقم وقابلْني في ذلك الفندقِ ذئب البراري عبر الحدودِ ليلة الغد |
| Ben de. Bahse girerim Wile E. Coyote'a benziyorumdur. | Open Subtitles | مثلها ياإلهي أُراهن على انها تبدو مثل وايل كويوت |
| Kendini Burt Coyote isimli bir adama ispatlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطرة لإثبات نفسك "لرجل يدعى "بيرت كايوت |
| Bana Coyote'yi hatırlatıyorsun, kulak zarı patladıktan sonraki hali gibisin. | Open Subtitles | أنت تذكرنى بـ(كايوتي) بعدما وقع عليه طن من السندانات |
| Eee, Bay Coyote. | Open Subtitles | إذا، سيد.كايوتي. |
| Daha önce gelemedim çünkü Coyote Hills'deki yeni petrol kuyum faaliyete geçti ve onunla ilgilenmem gerekiyordu. | Open Subtitles | لم أستطع السفر بوقت أبكر لأنّ بئري الجديدة كانت على وشك الإنتاج بـ(كايوتي هيلز) وكان عليّ أن أوليها اهتمامي |
| Telgrafınızda, Coyote Hills ile ilgilendiğiniz yazıyordu ama. | Open Subtitles | كانت البرقيّة بخصوص عقد (كايوتي هيلز) الخاصّ بي |
| Tebrikler, Bay Abernathy, Wile E. Coyote'nin ölümünü yeniden canlandırmışsınız.* | Open Subtitles | تهانينا يا سيد (أبرناثي)، لقد نجحت في إعادة .(تمثيل موت (وايل إي. كايوتي |
| Bir valiyle ya da belediye başkanıyla büyük bir iş toplantısına girip de kollarımı sıvadığımda, görünecek Saints logosu ya da Wile E. Coyote dövmesinin onları kurtarmaya geldiğim gerçeğini gölgelemesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أحضر إجتماعاً ضخماً مع عمدة أو حاكم وأشمر أكمامي وأعلق شارات صغيرة لقديسين أو لـ"وايلي كايوتي" أو أي شيء يجعله يظن أني لست فارسه المنقذ |
| Daha erken ayrılamadım, zira Coyote Hills'deki yeni kuyum faaliyete geçti. Hasılatı görmem gerekiyordu. | Open Subtitles | من الممكن ان ارحل قريبا لان بئري الذي في تلال القيوط على وشك البدء |
| Coyote( KIR KURDU)' yi duymuş muydun? | Open Subtitles | هل تسمع القيوط, أنت وهو متشابهان |
| Coyote'nin ulumasını duydum... ama bu sefer sesinde şiddet, kan ve ölüm vardı. | Open Subtitles | سمعت عواء القيوط... ولكن هذه المرة عنف ودم وملئ بالموت |
| İlk ben gördüm. Buck, Irma, Coyote'yi bulmamıza yardım edin! | Open Subtitles | هيه باك إيرما فلنعثر على الرجل القيوط |
| Coyote'yi görmek için son şans! Ayağa kalk adamım! | Open Subtitles | آخر فرصة لرؤية القيوط, انهض يا فتى |
| - Beni buldun ha. - Coyote'lerin yerini ögrendim. | Open Subtitles | لذالك انا هنا بعد ان اخبرنى بعض الرجال فى العمل انى يمكننى ان ابحث هنا عن ذئب برارى |
| - İşte bu "Coyote Ugly". - Gidelim bayanlar | Open Subtitles | هذا هو ذئب البرارى القبيح هيا نذهب يا فتيات |
| Coyote 102.5'te birazdan, Aerosmith ve Def Leppard. | Open Subtitles | قادمة في راديو كويوت 102.5 ."إيروسميث، ديف ليبارد" |
| Adım Burt Coyote. | Open Subtitles | "أدعى "بيرت كايوت |
| Tüm bildiğim, Wile E. Coyote'nin kafasına bir örs düştüğü. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن " ويل إي كيوتي " أوقع عظمة سندان الإذن على رأسه |