| Daha sonra Cozier'i takip ettim ve plaka numarasını aldım. | Open Subtitles | بعدها تعقبت (كوزييه) وأخذت رقم لوحات سيارته |
| - Evet, adı Naomi Cozier. | Open Subtitles | اجل إن اسمها نعومي كوزييه |
| Gordon Cozier. 20 dakika önce onu almış. | Open Subtitles | (جوردون كوزييه) اخرجها بكفالة قبل 20 دقيقة |
| Paralarla soygunu bağdaştırsak bile bu Cozier'in suçlu olduğunu kanıtlamaz. | Open Subtitles | حتى لو استندنا الى دليل النقود المرقمة ذلك لا يمثل دليل ثابت على (كوزييه) |
| Bay Cozier'i sıkıştırmanın vakti geldi. Hadi onu bir ziyaret edelim. | Open Subtitles | لدينا الأن ما يدين (كوزييه) دعـنا نـقـوم بزيارة قصيرة له |
| Cozier de oradaydı. Sırtı bana dönüktü. | Open Subtitles | وكان (كوزييه) هناك وادار ظهره لي |
| Bir saniye sonra, motosikletli bir adam Cozier'e baktı. | Open Subtitles | بعدها رجل بدراجة نارية نظر الى (كوزييه) |