| dört kişi benle birlikte odadaydılar ve bana isim sorup durdular. | Open Subtitles | أربعة رجال كانوا ينتظرون في غرفة القبو و سألوا عنى بالاسم |
| - Bunu ancak dört kişi kaldırır! - Bu nasıl yüklediniz? | Open Subtitles | سنحتاج أربعة رجال لحمل هذه - كيف وضعتموها فوق العربة ؟ |
| dört kişi koşu bandının üzerinde dans ediyor, kesme yok, sadece bir duran kamera. | TED | أربع أشخاص يرقصون على آلالات المشي بدون تقطيع، فقط كاميرا ثابتة |
| Şu sırttan dört kişi gelecek. | Open Subtitles | الساعة 8: 45 سيأتى أربعة منهم من هذا الجسر قريباً |
| Bu grupta dört kişi varmış. Bir ceset kayıp. | Open Subtitles | .كانوا أربعة أشخاص .تنقصنا جثة واحدة |
| Taksi bir mayına çarptı. dört kişi var. | Open Subtitles | وسيارة الاجره ارتطمت بلغم وهناك اربعة اشخاص يعدون علي اقدامهم |
| Yürüyün. Size doğru dört kişi geliyor. | Open Subtitles | اذهبوا، تحرّكوا، أربعة آخرين قادمين باتّجاهكم. |
| Olumlu, İkarus. Dört kişi: Mace, Cassie, Corazon ve ben. | Open Subtitles | :إيجابي، أكريوس، أربعة أفراد مايس، كايسي، كورازون، وأنا |
| Listede çalışan sekiz kişi gözüküyor ama nöbet odasında dört kişi var. | Open Subtitles | هنالك ثمانية مدرجين تحت قائمة العمل وهناك أربعة فقط في الحراسة |
| Bu odada dört kişi var, üç değil. | Open Subtitles | هناك أربعة أشخاص في هذه الغرفة ليس ثلاثة أربعة؟ |
| dört kişi, üç kişilik yemek kartı ile nasıl geçinsin? | Open Subtitles | كيف يمكن لأربعة أشخاص النجاة بثلاث بطاقات طعام فقط؟ |
| Savaş bittikten sonra, bahçede dört kişi belirdi. | Open Subtitles | بعد إنتهائها، أربعة رجال ظهروا في الساحة |
| - Ya ben, ya da silahlarını sana doğrultmuş evdeki dört kişi vurabilir. | Open Subtitles | إما أنا أو أربعة رجال داخل المنزل كلهم بأسلحة مصوبة نحوك |
| İlk Şükran günü yemeğimiz en çok sevdiğim dört kişi ve Bob ile mükemmel bir akşam yemeğine dönüştü ve bir gelenek haline geldi. | Open Subtitles | عيد الشكر ذلك تحوّل إلى عشاء رائع مع أكثر أربع أشخاص أحبهم في هذا العالم وبوب |
| Olabilir, gerçi yalnızca dört kişi olacağız kaç kişi olduklarını bilmiyoruz. | Open Subtitles | ربما يكون قرار صائب ولكن سوف نكون أربع أشخاص ولا نعرف عدد الهنود |
| Rıhtımda bunu bulduğum yerde onlardan dört kişi vardı. | Open Subtitles | وجدت أربعة منهم على الرصيف بنفس المكان حيث وجدت هذه |
| dört kişi dediniz sanırım. | Open Subtitles | ظننت أنّكم قلتم أنّهم كانوا أربعة. |
| Orada, birbirinden çok farklı dört kişi her şeye rağmen aile oldular. | Open Subtitles | هذه القصة بدأت في منطقة بعيدة تدعى اوهايو حيث اربعة اشخاص مختلفين جداً |
| Bire karşı dört kişi ile dövüşmek tamam da, onların dağıtım merkezini bulacaksak bire karşı on kişiyle falan dövüşmem gerekecek. | Open Subtitles | أعني، إنّه أمر بسيط أنْ يتعارك شخص ضد أربعة آخرين لكن واقعيـًا، إذا وجدنا مركز توزيعهم، سيصبح العراك بين شخص مقابل عشرة آخرين |
| dört kişi olabilir ama aile değil. | Open Subtitles | قد نكون أربعة أفراد لكنها ليست عائلة |
| Şimdiye kadar, farklı günlerde çekilmiş dört kişi buldum. | Open Subtitles | حتى الآن وجدت أربعة فقط بصور متعددة ملتقطة من أيام مغايرة |
| İronik. Çünkü siz konuşurken dört kişi öldü. | Open Subtitles | هذا يدعو للسخرية لأن هناك أربعة أشخاص ماتوا بينما كنت تتكلم |
| Şu anda bana o koltuklara oturmuş dört kişi lazım. | Open Subtitles | إنني بحاجة لأربعة أشخاص على هذه المقاعد الآن |
| Hayatta olduğumu dört kişi biliyordu. | Open Subtitles | أربعة أشخاص كانوا على علم أني لازلت حياً |
| Sadece dört kişi ve etrafta çocuk yok. | Open Subtitles | أربعة أشخاصٍ فقط ولا وجود للأطفال |
| Bu dört kişi patlamada ölmüş, bu ise fiziksel yaralanması var. | Open Subtitles | هؤلاء الأربعة قد ماتوا نتيجة للإنفجار وهذا الشحص قد مات نتيجة إصابة جسدية |
| - Kaç kişisiniz? Ben hariç dört kişi. İsimlere ve iletişim bilgilerine ihtiyacım var. | Open Subtitles | كم عددكم ؟ غيري أنا ، يوجد أربعة. أريد أسماءاً ، و طرق تواصلكم. آخر مرة تحدثنا، |
| dört kişi kalıyoruz ama üç yemek kartımız var. | Open Subtitles | نحن أربعة و لدينا ثلاث بطاقات تموينية فقط |