| Çocukluğumda yaşadığım ve yetişkinlik dönemi de dahil olmak üzere süregelen bu düşünce sürecini, psikologlar şöyle adlandırıyor; 'yanlılık'. | TED | وعملية التفكير هذه التي مررت بها كطفل و مرات أخرى عديدة كشخص بالغ هي حصيلة مايسميه علماء النفس الإنحياز |
| Bu düşünce tarzı ekonomistleri deliye çeviriyor ve zaten çevirmeli. | TED | هذا النوع من التفكير يقود الإقتصاديون الى الجنون، وينبغي لهم. |
| Merkezinde aslında yapısal düşünce vardır, bir sistem gibi: Varlıkları hem işlevsel, hem de deneysel olarak nasıl düzenleyebiliriz? | TED | يوجد في صميمها تفكير هيكلي مثل النظام: كيف يمكن أن نٌرتب الأمور بطريقة وظيفية وأخرى تجربية في نفس الوقت؟ |
| Nasıl olabiliyor da, beynimdeki bu düşünce maddeleri hareket ettirebiliyor? | TED | كيف يمكن لهذه الفكرة في دماغي أن تحرك أشياء مادية؟ |
| Çünkü bu düşünce anlayışı nihayetinde bizi evrenin kökenine dair bir teoriye götürdü. | Open Subtitles | لأن متابعة هذا الفكر قاد بنا في النهاية الى نظرية أصل الكون نفسه. |
| Bu şöyle bir teori ki konuştuğun dil, düşünce biçimini belirler diyorlar. | Open Subtitles | إنها نظرية نظرية تقول .. الللغة التي تتكلم بها تحدد طريقة تفكيرك |
| Bu düşünce anlayışı bizi gerçeğe ulaştırır değişime uğramamış gerçekliğe. | Open Subtitles | هذا التفكير يمكنه قيادتنا للحقيقة الحقيقة المحضة دون أن تميل |
| - Aynı fikirde değilim. Rasyonel düşünce olmasaydı, ne halde olurduk? | Open Subtitles | أنا لا أتفق على الإطلاق، أين كنّا سنكون لولا التفكير المنطقي؟ |
| Geçen sefer kafeye gittiğimde Aniden bu düşünce aklımda beliriverdi. | Open Subtitles | ذهبت إلى المقهى آخر مرة وكان لدي هذا التفكير المفاجئ |
| - İnsanların düşünce tarzını değiştiriyor. - Ya o kadar zamanımız kalmamışsa? | Open Subtitles | مغيّرا طريقة تفكير الناس ماذا لو لم يكن لدينا الكثير من الوقت؟ |
| Aptalca, basit. düşünce yok, sorun yok. Plan buydu ve işe yaradı. | Open Subtitles | سهلة، بسيطة دون تفكير و مشاكل كان هذا هو المبتغى ووصلت إليه |
| Bilinçaltına bir düşünce yerleştirmenin ne kadar kolay olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا نعرف كل كم هو سهل زرع تفكير في العقل الباطن |
| düşünce bu zaten. Ve buraya, Sahilde kulübeler inşa edebiliriz. | Open Subtitles | تلك هي الفكرة ، وبالأسفل هنا يمكننا بناء أكواخ شاطئية |
| Anlat, bu haberi aldığında, aklından geçen ilk düşünce neydi? | Open Subtitles | أخبريني,ماذا كانت الفكرة الاولى التي فكرتي فيها عندما سمعتِ بالخبر؟ |
| O düşünce yavaşça aklımda gelişti ve her şeyin önüne geçti. | Open Subtitles | تماما تلك الفكرة ترسخت ببطء في عقلي واكتسحت كل شيئ اخر |
| Bilgisayar bilimlerinde hakim bir düşünce tarzı haline geldi | TED | أصبحت مدرسة الفكر المسيطرة في علوم الحاسب. |
| Aslında bu eyalette ölümcül doz yapılıyor ama düşünce tarzını sevdim. | Open Subtitles | بالواقع، نعدم فقط بالحقنة القاتلة في هذه الولاية لكن يعجبني تفكيرك. |
| Bizim yeni fikirleri tanıtılmamız ve yeni insanlar ve farklı düşünce yönleri. | TED | نريد منها أن تطلعنا على أفكار جديدة وأناس جدد بوجهات نظر مختلفة. |
| Bu şiddetli düşünce tarzı olan grup hâlâ dışarılarda bir yerlerde. | Open Subtitles | المسؤولون عنها هي فكر جماعة عنيفه لا زالت هناك |
| düşünce, bir pervane bacağını koparan kadar su altında kalır. | Open Subtitles | سقطت في الماء وبقيت هناك حتى بترت مروحة القارب ساقها |
| Bu da farklı bir düşünce, bizim liseler arası değişim programlarımız var. Burada New York'dan dışarı çıkan öğrenciler var. | TED | ولكن أيضاً، هنالك فكره آخري لدينا -- هو برنامج تبادل الطلاب حيث هناك طلبة بذهبون من نيويورك إلي خارج الحدود، |
| Hümanizm, insanoğlunun faaliyetlerini vurgulayan bir düşünce ve yaşam felsefesidir. | TED | الإنسانية هي طريقة للتفكير والعيش التي تؤكد قدرة البشر. |
| Bu, insanın sadece düşünce ile . kontrol edebildiği ilk robottur. | TED | إن هذه هي المرة الأولى التي يتحكم فيها الإنسان بالرجل الآلي: الروبوت بالأفكار وحسب. |
| düşünce, tutku, şehvet, akıl, beş kızı da benim isteklerime bağlı kılacak. | Open Subtitles | سيحكم تفكيري و إرادتي و شغفي و حكمتي الفتيات الخمس لاتباع رغباتي |
| Ve bir düşünce tarzına göre de mensubu olarak doğduğunuz aile sadece bir başlangıç noktasıdır. | Open Subtitles | وهناك إعتقاد في المدرسة يقول أنالعائلةالتيولدتفيها .. هي نقطة بداية |
| Nozick'in tecrübe makinesi düşünce deneyi ile gösterdiğine inandığı şey buydu. | TED | هذا ما أيقن نوزاك بأنه كان يثبته. من خلال تجربته الفكرية بآلة التجربة. |
| Böyle bir çok düşünce Airstream için römork üretimine geçti. | TED | كثير من هذه الأفكار وصلت إلى إنتاج مقطورات الإير ستريمر |