| Bu tür bir düşmanlığın aşırı dincilikle kavga etmek olmadığını anlamadılar, bu aşırı dinciliği besliyordu. | TED | الشيئ الذي لم يفهموه هو أن هذا النوع من العداء لم يستهدف التطرف الديني بلْ ولَّد التطرف الديني. | 
| Bu açık düşmanlığın sergilendiği dönemde o da ben de kendi marifetlerimizi sergileyerek en etkili cümlelerimizi kurmaya başladık. | Open Subtitles | وأعقب ذلك فترة من العداء من خلالها ظهرت مواهبنا نحن وهي | 
| Aramızdaki düşmanlığın resmi olarak bittiğini açıklamak için buradayız. | Open Subtitles | لذا نحن هنا لنعلن أن العداء الذى بيننا إنتهى رسميا | 
| Kişisel düşmanlığın zamanı değil Sayın Yargıç. | Open Subtitles | ليس هذا وقت الروح العدوانية الشخصية سعادتك! | 
| Rast gele düşmanlığın layık olduğu bütün bir şehrin etrafında koşup sürüklenirken, bugün bir şekilde "sağlam" daha az ...çekiciliğe sahip oldu. | Open Subtitles | حسناً، حالياً لم أعد أحب تلك القسوة فى النقد، التي تجعلني وكأني أتحمل ما يكفي مدينة كاملة... من العدوانية العشوائية... | 
| Oğlunuzla aranızdaki düşmanlığın geçen haftaki yönetim kurulu toplantısında canlı yayında olması güven telkin etmiyor. | Open Subtitles | ومنذ العداء بينك وبين ابنك الذي ظهر في اجتماع الاسبوع السابق هذا | 
| İki aile arasındaki bu düşmanlığın sebebi ne? | Open Subtitles | ما الذي سبب هذا العداء بين هاتين العائلتين ؟ | 
| Bu insanlarla ne tür bir düşmanlığın var? | Open Subtitles | لما تحملين العداء مع هؤلاء الرجال؟ | 
| Karşılığında Kraliyet içi düşmanlığın iç hikâyesini alırım. | Open Subtitles | القصة الداخلية وراء العداء الملكي | 
| Aramızdaki düşmanlığın üzerinden çok zaman geçti. | Open Subtitles | العداء بيننا طال كثيراً | 
| Bir rehine, düşmanlığın imasıdır. | Open Subtitles | الرهينة تدل على العداء | 
| Kişisel düşmanlığın zamanı değil Sayın Yargıç. | Open Subtitles | ليس هذا وقت الروح العدوانية الشخصية سعادتك! |