| Dünyalılar buradalarsa burayı korumasız koyamayız. | Open Subtitles | إنْ كان الأرضيون يجوبون المنطقة فلا يمكننا ترك المكان بلا حماية |
| Sence Dünyalılar, suru bitirmemizi mi bekleyecekler? | Open Subtitles | هل تظن بأنّ الأرضيون سيجلسون فحسب و ينتظروننا ننهي الجدار ؟ |
| Ailelere, çocuklarının Dünyalılar tarafından öldürüldüklerini söyledikten sonra... | Open Subtitles | و نحنُ نخبر كل تلكَ العوائل بأنّ أبنائهم قتلهم الأرضيون |
| Doktor, Dünyalılar diyemezsin. Annenin yeterince yüksek güvenlik izni yok. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول الأرضيين فوالدتك ليس لديها تصريحا أمنيا |
| Sevgili Dünyalılar, özgürlüğü o kadar seviyoruz ki, bokunu bile çıkarıyoruz. | Open Subtitles | زملائي الأرضيين, نحن نتمتع بالكثير من الحرية إنها تكاد أن تكون مقززة |
| Burada Dünyalılar var. | Open Subtitles | هنالكَ أرضيون هنا |
| Bu elinde durduğu ve burada oturduğun sürece Dünyalılar seni göremeyecek. | Open Subtitles | لذا فطالما أنتّ ممسكٌ بها و جالسٌ هنا لنْ يتمكن الأرضيون من رؤيتكَ |
| Dünyalılar tam da bunu istiyor. Anlamıyor musunuz? | Open Subtitles | هذا ما يريده الأرضيون بالضبط ألا تعرفون هذأ؟ |
| Dünyalılar geliyor ve şafakla birlikte saldıracaklar. | Open Subtitles | لدي تحذير لك أيضاً .. الأرضيون قادمون .سيُهاجمون عند الشروق .. |
| Kapıları kilitlersek Dünyalılar burada olmadığımızı düşünebilirler. | Open Subtitles | إذا أغلقنا الأبواب، قد يعتقد الأرضيون أننا رحلنا |
| Dünyalılar dışarıda çıkıp tek tek öldürmeyi bekliyorlar! | Open Subtitles | الأرضيون هناك الآن ينتظرونا لنذهب ثمّ يتصيدونا الواحد تلوالآخر |
| Dünyalılar ön kapıdan girerlerse silahlar ve bombalar onları geri püskürtecektir. | Open Subtitles | إنْ نجح الأرضيون بالمرور عبر البوابة الرئيسية يفترض بالرشاشات و القنابل اليدوية أنْ تجبرهم على التراجع |
| Dünyalılar geri dönecek, yolu koyulmalıyız. | Open Subtitles | الأرضيون سوف يعودون، لذا يجب أن نذهب والآن. |
| Sevgili Dünyalılar, en iyi ekonomistlerle buluştuktan sonra ipek kazancımızı vergi verenlerle paylaşmaya karar verdim. | Open Subtitles | زملائي الأرضيين, بعد الإجتماع مع كبار خبراء الإقتصاد المشعوذين قررت أن أرد لكم يا دافعي الضرائب ثمن الحرير الفائض |
| Biz Dünyalılar hakkında öğrendiğim bir şey varsa... o da bizim bölük pörçük olduğumuzdur. Gerçekten hiç şaşırmazdım, yanımda... | Open Subtitles | و لو كان هناك شئ أعلمه عن الأرضيين فهو ترابطنا معا |
| Her grupta silahlı biri olacak ve o silahlar Dünyalılar için; | Open Subtitles | كل مجموعة يرافقها شخص لديه رشاش و السلاح لقتل الأرضيين و ليس الصيد |
| Ağaçlarda Dünyalılar var. | Open Subtitles | هنالكَ أرضيون على الأشجار |
| - Ağaçlarda Dünyalılar var. | Open Subtitles | -هُناك أرضيون على الأشجار . -ماذا؟ |
| Dünyalılar geliyor. | Open Subtitles | ثمة عدد كبير منهم، إنهم أرضيين إنهم قادمين |
| Olayların farkında olmayan Dünyalılar gizli koruyucular sayesinde tekrar kurtarılmış oldular. | Open Subtitles | و هكذا بدون أن نعرف أبداً أُنقذ أهل الأرض مرةً أخرى.. .. من قبل جمعية سرية من الحماة |
| Eğer Dünyalılar üstün varlık olduklarına bizi ikna ederlerse bizim toplumumuza katılabilirler. | Open Subtitles | أذا كان بمقدور سكان الأرض أقناعنا بأنهم المخلوقات الأفضل عندها ربما نجعلهم ينضمون معنا |
| Zayıf Dünyalılar bir çöp topunun zavallı şehirleri Yeni New York'u yok edeceğini öğrendiklerinde şoka uğradılar. | Open Subtitles | تلقّى البشريون الضعفاء صدمة اليوم حين علموا أن كرة من القمامة ستدمّر مدينتهم المثيرة للشفقة "نيويورك" الجديدة. |
| Dünyalılar saldırıyorlar çünkü tek bildikleri şey bu. | Open Subtitles | الأرضيّون يهاجمون لأنّ ذلك هو ما يفعلونه |
| Dünyalılar kime ait olduğunu umursamadan bir şeye göz koymazlar mı? | Open Subtitles | الارضيين لا يمكنهم النظر إلى شيء بدون التساؤل الى من ينتمي هذا الشيء ؟ |
| Dünyalılar buna "Kader" diyorlar. | Open Subtitles | أبناء الأرض نسمي ذلك... 'مصير'. |
| Gölge Avcıları'nın Aşağı Dünyalılar'la arası daha iyi olsaydı Kupa'nın Valentine'nın kızında olduğundan haberiniz olurdu. | Open Subtitles | إلا إذا كان صائدو الظلال لديهم علاقة أفضل معنا اشخاص العالم السفلي كنت لأعرف أن ابنة فلانتين لديها الكأس |