| Bence Dürüstlüğün sayesinde birini hak ettin. | Open Subtitles | أعتقد أنك كسبت واحده للتو من أجل صراحتك |
| Yaşananlar hakkındaki Dürüstlüğün oldukça dirilticiydi. | Open Subtitles | صراحتك حول ما حصل لك كان منعشا |
| İşte bu. Teşekkür ederim. Dürüstlüğün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | هذا أفضل, أشكركي على صراحتك |
| Eminim baban sana Dürüstlüğün en iyi politika olduğunu anlatmıştır. | Open Subtitles | أنا متأكد بأن والدكِ أخبركِ بأن الصدق هو أفضل سياسة |
| Her zaman Dürüstlüğün en zor oyun olduğunu söylemişimdir. | Open Subtitles | كنت دائماً أقول أن الصدق هو اللعبة الأكثر تحدي |
| Önüne ket vurması, kendi sıkıntıları ya da olayı tam kavrayamaması yüzündense Dürüstlüğün ve netliğin sayesinde doğru yola dönecektir. | Open Subtitles | اذا كانت مشاكله او قصوره بالشفافية تسبب له الوقوف في طريقك عندها صدقك ووضوحك سوف يؤدون مفعولهم |
| Her zaman, güvenebileceğim tek şeyin, Dürüstlüğün olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | تعرفين، دائماً كنت أظن أن الشيء الوحيد الذي يمكنني أن أعتمد عليك به هو الصراحة |
| Dürüstlüğün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً.. شكراً على صراحتك |
| Teşekkürler. Dürüstlüğün için gerçekten minnettarım. | Open Subtitles | أشكرك أنا أقدر صراحتك حقاً |
| - İşte bu Karen.. Dürüstlüğün için sağol | Open Subtitles | ، (هذا ما تشعر به، (كيفين ! أُقدّر لك صراحتك |
| Bak, Dürüstlüğün için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | اسمع .. انا اقدر صراحتك |
| Hey, senin Dürüstlüğün ve kendine olan güvenin en sevdiğim yönün. | Open Subtitles | صراحتك وثقتك ما احبه بشانك |
| Evet, ilişkide Dürüstlüğün önemini biliyorum. | Open Subtitles | نعم ، إنني أدرك أن الصدق مهم في هذه العلاقة |
| James bana ilişkilerde açıklığın ve Dürüstlüğün önemini anlattı. | Open Subtitles | جيمس ألح علي بضرورة الانفتاح و الصدق في العلاقات |
| Dürüstlüğün bunun en büyük suçlusu. | Open Subtitles | كان صدقك إلى حد كبير إلقاء اللوم على ذلك. |
| Dürüstlüğün için teşekkürler. Çok yardımcı oldun. | Open Subtitles | شكراً لك على صدقك كنتَ عوناً كبيراً لنا |
| Hayat bugüne kadar bize bir şey öğretmişse o da aile söz konusu olduğunda Dürüstlüğün çok önemli olduğudur. | Open Subtitles | بأنّ الصراحة مهمُة عندما يتعلق الأمر بالعائلة |
| Ben de onun döneminde doğruluğun ve Dürüstlüğün gölgesinde hizmet ettim. | Open Subtitles | و أنا أخدمُ في ظلّ الأمانة و النزاهة اللتان مثلّتْهما فترته الرئاسيّة |
| Dürüstlüğün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشكرك على صراحتكِ |
| Umarım Dürüstlüğün uyumsuzluğunu öldürmez. | Open Subtitles | أتمنى فقط إلا تتعارض أمانتك مع فكاهتك. |
| "Brian, bu sabahki Dürüstlüğün için sana minnettarım. | Open Subtitles | "براين، قدّرتُ حقاً أمانتكَ هذا الصباحِ. |
| Ama Cassio, Iago, Dürüstlüğün ve sevginden dolayı önemsizleştiriyor kurtarmak için Cassio'yu. | Open Subtitles | فلابد ان كاسيو هكذا اعلم يا عزيزي ياجو ان نزاهتك تجعلك تقلل من شأن المسألة لتلطفها عن كاسيو |
| İhya edici Dürüstlüğün için sağ ol, Oliver. | Open Subtitles | أشكرك (أوليفر) لصدقك اللطيف |