| Pekala. Dürbün hazır. Delil torbaları hazır. | Open Subtitles | لدينا المنظار, لدينا الأكياس سريعة الإغلاق |
| İkisi merkezde toplam sekiz adet göz olası kurbanlarını gözetleyen bir Dürbün gibi hareket eder. | Open Subtitles | عيونهم الثمانية تضمّن زوج مركزي كبير جدا، الذي يتصرّف مثل المنظار القوي لإكتشاف الضحايا المحتملين. |
| Tom'da Dürbün var ama çıplak gözle de görülüyor. | Open Subtitles | توم عنده منظار. لَكنك يمكنك أن تريه بالعين المجردة. |
| Tamam o tam anlamıyla bir Dürbün değil daha çok Gerçekten hoş kızmış. | Open Subtitles | انه ليس مجرد منظار تحديدآ انه ... اكثر من ذلك خذ ما تشاء |
| Elimde Dürbün, tuvaletin birindeydim. | Open Subtitles | كنت في المرحاض مع هذه مناظير. |
| Rıhtımda bir oda tutabilirim ve sen de Dürbün alıp, hücrenden odamı görebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن أحصل على غرفة في الواجهة البحرية ويمكنك أن تحصل على بعض المناظير وترى غرفتي من زنزانتك |
| Patlamayı dürbünden izlemiş ve Dürbün, o anın dehşetini emmiş. | Open Subtitles | و رأى لحظة الانفجار من خلالها و إمتص المنظار رُعب تلك اللحظة |
| Belki kırılmış bir Dürbün, şu an nişangahımın ortasında. | Open Subtitles | . شيئًا مثل المنظار المكسور؟ أنه بمرمايّ الآن. |
| Öyleyse bir Dürbün ver. | Open Subtitles | . إذن فلتناولنى المنظار العادى |
| Neden hep Dürbün kullanıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تستعملين المنظار دائماً؟ |
| Bu Dürbün başından beri cebimdeymiş. | Open Subtitles | المنظار كان في جيبي طيلة الوقت |
| Kendinden kamuflajlı, isabet için daha uzun namlu üzerinde kendiliğinden Dürbün yeri de var. | Open Subtitles | مموهة بالفعل ودقيقة أكثر مكان مخصص لوضع منظار عليه |
| Bakın orangutan araştırması yapmanın geleneksel metodu ormanda yürümektir, ağır ekipman taşıyarak ve ağaç tepelerine bakmak için bir çift Dürbün kullanmaktır, ki bir orangutan ya da yuvasını bulabilesiniz. | TED | الآن الطريقة التقليدية لإحصاء انسان الغاب هي المشي على الاقدام داخل الغابة نحمل معدات ثقيلة ونستخدم منظار للبحث في أعالي الأشجار حيث قد نجد إنسان الغاب أو مكان عيشه. |
| Dürbün sahibi olmaktan suçlu. | Open Subtitles | حسناً إنه مذنب بإمتلاك منظار حسناً كلا |
| Ayrıca Dürbün de lazım. | Open Subtitles | سأكون أيضاً بحاجة إلى منظار مقرّب |
| 20 dolar ve bu harika askeri Dürbün. | Open Subtitles | هاك عشرون دولاراً و منظار عسكري |
| Ben de senin yeni Dürbün aldığını gördüm. | Open Subtitles | أرى أنك حصلت على مناظير جديدة |
| İşte sana bir Dürbün ve irtibat kurmak için bir telsiz. | Open Subtitles | هاك بعض المناظير و اللاسلكى و هكذا نظل على إتصال. |
| Bozuk Dürbün gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل منظارك المكسور؟ |
| Yolculuklarının altında yatan bir şey olduğunu biliyordu ama devam etmek için elinde sadece bir Dürbün bir başka yangının daha olduğu bilgisi ve bir kağıtta yazılı iki kelime vardı. | Open Subtitles | ,كان يعلم أن هناك شئ فى رحلتهم ,كان كل ما يفكر به هو عدسة التجسس . معرفة أنه هناك حريق أخر فظيع بسبب ورقتان |
| Bense dolmakalem ya da Dürbün kazanıp duruyorum. | Open Subtitles | لكنني ربحت أقلام الحبر, و المنظارات |
| I onlar karşısında daire Dürbün bana casusluk edildi eminim. | Open Subtitles | أراهن أنهم كانوا يراقبونني بالمناظير من الشقة المواجهة لي |
| Orospu çocuğu kendine Dürbün yapmış. | Open Subtitles | -ذلك اللعين صنع لنفسه منظاراً . |
| Otomatik tabanca, Dürbün, halat ve kurşun ağırlık. | Open Subtitles | مسدس اوتوماتيك و نظارة ميدان و كرة خيط وثقل رصاصي |
| Daha iyi bir Dürbün almamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ تأتي بمنظار الأفضل. |
| Altı kat büyüten Trijcon Dürbün. | Open Subtitles | مقرّب "تريجيكون" بمقاس تكبير من 1 إلى 6 |