| İşte sabahın 10:00'undaki içkileriniz. Çok iyi. Pastanız da yolda. | Open Subtitles | هاك مشروباتكم في العاشرة صباحاً ، أحسنت وفطيرتكِ في الطريق |
| Şimdiye kadar tek bir tablo seçtim, o da yolda. | Open Subtitles | اخترت لوحة واحدة حتى الآن إنها في الطريق إلى هنا |
| 200.000 birim hazır ve bir milyon da yolda. | Open Subtitles | أصبحت 200 ألف وحدة جاهزة ومليون وحدة أخرى في الطريق |
| Şu an 20 ünitemiz var. Dahası da yolda. | Open Subtitles | لدينا عشرون وحدة مستعدة الأن والعديد في الطريق |
| Ben'in sırrını da yolda anlatırsın artık. Merhaba bayanlar. Özellikle Tiffany. | Open Subtitles | يمكنكِ إخباري سر "بين" في الطريق "مرحبًا سيداتي ، خصوصًا "تيفاني |
| Fazlası da yolda. | Open Subtitles | المزيد منهم في الطريق إلى هُنا ما الذي تحتاجين إلى مُناقشته معي ؟ |
| ...onlar da yolda ve yakında geleceklerdir. | Open Subtitles | {\an8} التي في الطريق ويفترض أن تصل قريباً |
| - Ben sadece, olur da yolda dikkatsizce karşıdan karşıya geçen birini görürsek, içinde onu ezme isteği uyanabilir. | Open Subtitles | -لقد لاحظت أنكش تسيرين في الطريق وفجأة تريدين دهس اللص |
| Kendime bir kahve aldım ve Danimarka pastası da yolda. | Open Subtitles | لديّ كوب قهوة ممتاز ومعجنّات في الطريق. |
| Evet, evet. Öküz paran da yolda geliyor. | Open Subtitles | أجل ، نقودك المزورة في الطريق. |
| Ayrıca pasta da yolda. | Open Subtitles | والكيكة في الطريق ايضاً |
| Dahası da yolda. | Open Subtitles | المزيد في الطريق |
| CTO'muz da yolda. | Open Subtitles | المدير التنفيذي في الطريق. |
| - Hayır. Tamara da yolda. | Open Subtitles | (تمارا) في الطريق. |