| Ve bütün dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | وليس هناك شيء أكثر أهمية في العالم كله من الأسرة. | 
| Benim için sana hissettiklerimden daha önemli bir şey yok. | Open Subtitles | بالنسبة لى لا شئ أكثر أهمية من طريقة شعورى نحوكِ | 
| Benden daha büyük, daha güçlü daha önemli bir şeye. | Open Subtitles | تعلم , شيء كان أكبر مني, أقوى مني, أكثر أهمية. | 
| Sana yardım etmekten daha önemli bir işim olmayacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بأني لا املك شيئاً أفضل من مساعدتك؟ | 
| Halkımızın kurtuluşundan daha önemli bir şey yok ve başladığımız işi bitirecek en iyi kişi de sensin. | Open Subtitles | لا أهمّ من نجاةِ قومنا و أنتِ أفضلُ فرصةٍ لنا لتُنهي ما بدأناه عمّ تتحدّث؟ | 
| Üzgünüm ama senin şahsi hassasiyetinden daha önemli bir tehlike altındayız. | Open Subtitles | حسناً، أنا آسف يا فتى ولكن هناك على المحكّ ما هو أهم من كرامتك الشخصية | 
| Emirlerinden ve kıymetli süründen daha önemli bir şey buldum | Open Subtitles | لقد وجدت شيئا أكثر أهمية من طلباتكم أو قطيعك الثمين | 
| Ama bu sistemin ülkemiz için daha önemli bir yararı olurdu. | TED | لكن سيعود هذا النظام بفوائد أكثر أهمية لوطننا. | 
| Bu, içinde işbirliği, kolektif eylem ve karşılıklı dayanışmanın daha önemli bir rol oynadığı birkaç bilim dalına yayılmış bir anlatı. | TED | انها قصّة تنتشر عبر عرض عدد من التخصصات المختلفة، يلعب التعاون والعمل الجماعي والترابط المعقد فيها دورا أكثر أهمية. | 
| daha önemli bir diğer fark ise karbon atomları arasındaki bağın türüdür. | TED | فرق آخر هو أكثر أهمية وهو نوع الرابطة بين ذرات الكربون | 
| Artık ondan bahsetmeyelim. - daha önemli bir konu var. | Open Subtitles | ـ هناك أشياء أكثر أهمية ـ ماذا يمكن أن تكون ؟ | 
| daha önemli bir şey yapmıyorsan eğer tabii. | Open Subtitles | أقصد ، إن لم تكوني مشغولة بشئ أكثر أهمية | 
| Ama daha önemli bir şey için duygularını bir kenara bırak. | Open Subtitles | لكن ضع مشاعرك بعيداً من أجل شئٍ أكثر أهمية | 
| Luke Ventura'nın bir dostuna yardımcı olamadığı gün kesinlikle daha önemli bir işi var demektir. | Open Subtitles | اليوم الذي لا يستطيع فيه (لوك فينتورا) أن يساعد صديقه هو اليوم الذي سيجد فيه شيئاً أفضل ليفعله | 
| Seninle konuşmak istediğim daha önemli bir mevzu var. | Open Subtitles | هنالك أمرٌ أهمّ من ذلك، أريد التحدّث معك بشأنه | 
| Yaptığımız konuşmadan daha önemli bir şey mi var? | Open Subtitles | أهناك ما هو أهم من هذه المناقشة؟ | 
| Şimdi yapacak daha önemli bir işimiz var. | Open Subtitles | الآن لدينا موضوع اكبر | 
| Pekala, daha önemli bir işin yoksa otele girerken bana eşlik etmenden mutluluk duyarım. | Open Subtitles | حسنا اذا لم يكون لديك اي ارتباطات مسبقه سأكون سعيدا اذا صحبتني الي داخل الفندق | 
| Herhalde orada daha önemli bir oyundur. | Open Subtitles | على الأغلب أنها أكثر أهميه هناك | 
| Fakat... - Chhaya, şu anda benim için madam Divya'nın güvenliğinden daha önemli bir şey yok. | Open Subtitles | حالياً، لاشيء أهم لدي.. | 
| Şu anda daha önemli bir yerde olman gerekmez miydi? | Open Subtitles | هل من شيء أهم ينبغي أن تفعله الآن؟ إنّه يمقته. |