| Darbe aldığı silahın bıraktığı iz daha net çıkıyor. | Open Subtitles | وجعل الطبعة من سلاح صاحب الضربة الغير حادة أكثر وضوحا. |
| Yavaşlatıcıyı bıraktığından beri geleceği daha net görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تشاهدين المستقبل بوضوح أكثر منذ أن توقفتِ عن تناول العقار |
| daha net olabilir mi? Evet. Sesi yükselttim. | Open Subtitles | هل يمكنك أن تكون أكثر تحديداً ؟ |
| Bir dahaki sefere kullandığın sigaranın markası konusunda daha net olmalısın. | Open Subtitles | في المرة القادمه , ربما تحتاجين الى ان تكوني اكثر تحديدا عن اي نوع تدخنين |
| daha net konuşmalıyız. | Open Subtitles | ما يبدو، علينا أن نكون أكثر تحديدا. |
| Evet, enerjimi ortaya çıkarıp seçeneklerimi daha net görmemi sağladı ama bütün payeyi buna vermek de biraz fazla olur. | Open Subtitles | صحيح أنها جعلتنى أخرج طاقاتى لأرى خياراتى بشكل واضح ولكن كل ذلك لا يستحقه هؤلاء |
| İşi bitirmek için gerekli olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım bazı hatalar yaptım ama artık her şeyi daha net görüyorum. | Open Subtitles | فعلتُ ما ظننتُ أني بحاجة لفعلهِ لأتمام العمل قمتُ ببعض الاخطاء لكني أرى الامور بشكل أوضح الأن أنا... |
| Yavaşlatıcıyı bıraktığından beri geleceği daha net görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تري المستقبل بوضوح تام منذ أن توقفتي عن أخذ العقار |
| Belki ilave ayrıştırma yaparak daha net bir sonuç alabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا الحصول على صورة .أوضح من تجزئة إضافية |
| Bilgisayar algoritmamız daha net. İnsanların olabileceğinden daha net, ama her zaman net olmayacak. | TED | خوارزمية الكمبيوتر دقيقة للغاية, أكثر دقة من ما يستطيعه البشر, و لن يكون دقيقاً طيلة الوقت. |
| Bunları daha net kafalarla bir dahaki akşam yemeğinde konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نناقش هذا مرة أخرى في ختام حفل العشاء مع رؤساء أكثر وضوحًا |
| daha net düşünmeni ve odaklanmanı sağlar. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط مايفعله الكحول انه يجعلك أكثر وضوحا وأكثر تركيزا |
| Aslında, bazı şeyleri artık daha net görüyorum... | Open Subtitles | في الواقع ، أنا أري الأشياء أكثر وضوحا من أي وقت مضى |
| Biz körler bazı şeyleri daha net görürüz. | Open Subtitles | نحن العميان نرى الأشياء أكثر وضوحا |
| Galiba bazı şeyleri buradan daha net görebiliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنى أرى الأشياء بوضوح أكثر من أعلى |
| Son yaptıklarım daha net anlamamı sağladı. | Open Subtitles | نهاية الزمان تجعلكَ ترى الأمور بوضوح أكثر. |
| Deponun yeriyle ilgili daha net bir bilgi verebilir misiniz? | Open Subtitles | -أيمكنك أن تكون أكثر تحديداً لمكان هذا المستودع؟ |
| O yüzden biraz daha net konuşman lazım. | Open Subtitles | لذا سيكون عليك أن تكون أكثر تحديداً |
| Biraz daha net konuşur musun Dwight? | Open Subtitles | يجب ان تكون اكثر تحديدا يا دوايت |
| daha net söylemek gerekirse, en sevdiğim yemek annemin lazanyasıdır. | Open Subtitles | حسنا,بشكل اكثر تحديدا,وجبتي المفضله هي, ال"لازانيا التي تعدها والدتي |
| Ama daha net konuşmalısın. | Open Subtitles | لكن يجب عليكِ أن تكوني أكثر تحديدا |
| Bu bazı şeyleri, daha net görmeme yardımcı oluyor. | Open Subtitles | يساعدني لرؤية الأشياء بشكل واضح أكثر. |
| Sonunda her şeyi daha net görüyorum. | Open Subtitles | أخيرًا أرى الأمور بشكل أوضح. |
| Bu da demek oluyor ki bu şapşal şeyi aradan çıkarırsak okyanus şehrini daha net görebilirsiniz. | Open Subtitles | مما يعني أننا لو استطعنا إبعاد هذا الغبي عن الطريق سيمكنكم رؤية المحيط بوضوح تام |
| Hiçbir yer gözün gördüğünden daha net değildir. | Open Subtitles | "لا يوجد أيّ مكان أوضح من حاسّة الابصار." |
| Bu tanım ticaretin neye benzediğini çok daha net anlatıyor. | TED | وهذا هو أكثر دقة تصوراً لِما تبدو التجارة حقاً. |
| Benim hatamdı. Hepsi benim hatamdı. Bu görüşmeyi hazırlarken sana karşı daha net olmalıydım. | Open Subtitles | هذا كان خطأي، خطأي بالكامل كان علي أن اكون أكثر وضوحًا حين هيأتك لهذا الإجتماع |
| Sanırım bu olayları daha net görmeniz için size yardımcı olacaktır. | Open Subtitles | ظننتُ أنّ هذا قد يُساعدكِ على رؤية الأمور بشكل أكثر وضوحاً. |
| daha net olmak gerekirse, nişanlısına. | Open Subtitles | خطيبتهُ لأكون دقيقة أكثر |