| Dalgıçların dünyadaki en müthiş işe sahip olduklarını düşünüyor. | TED | وهو متيقن أن الغواصين يمتلكون أروع وظيفة في العالم. |
| Şef, tüm Dalgıçların sürelerini başlat. | Open Subtitles | ايها القائد , لقد بدا الوقت ينتهى لكل الغواصين |
| Dalgıçların karşılaştığı saldırıların sorumlusu diğerlerine nazaran bu türdür. | Open Subtitles | انه مسؤول عن أكثر الهجمات على الغواصين من أي شيء آخر. |
| - Biliyor musun Dalgıçların nefeslerini birkaç dakika boyunca tutması beyin hasarı belirtisi olabilecek bir protein miktarının yükseldiğini gösterdi. | Open Subtitles | تعلمون، الغواصين في أعماق البحار تحتجز التنفس لعدة دقائق أظهرت علامات مرتفعة من البروتين |
| Mevzu sadece bu Dalgıçların ve Çinli ekibin hayatları değil. | Open Subtitles | الامر غير متعلق فقط بحياة غواصي البحرية ..وحياة الطاقم الصيني |
| Balıkçı limanına bir dalgıç ekibini sokabilmelerinin altı ay alacağı söylendi ve Dalgıçların işi de iki hafta sürecekti. | TED | قيل أن ميناء الصيد ذاك سيستغرق ستة أشهر قبل أن يتمكن فريق يدوي من الغواصين من الدخول، وكانت سوف تستغرق الغواصين أسبوعين. |
| Batırdığımız geminin Nathan James olduğunu doğrulamak için Dalgıçların suya dalması gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجة الغواصين في الماء لتأكيد أن السفينة التي غرقت نحن كان و ناثان جيمس . |
| Dalgıçların çukura gelmesi bir saati bulur, kadın oksijen sıkıntısı yaşıyor. | Open Subtitles | لا الغواصين داخل ساعة من الحفر، والمرأة |
| Dalgıçların okyanus tabanından tüm getirdiği bilim adamlarının üzerinde çalıştığı tek hücreli canlıların olduğu tepeleme kum örnekleridir. | Open Subtitles | كل هذا قد جلب الغواصين إلى العودة مرة أخرى إلى قاع المحيط كانت بضعة ملاعق من الرمل تحتوي على مخلوقات غريبة من أحادية الخلية العلماء يدرسون هنا... |
| Eğer onu uzaklaştırırsak, bir şeyler çevirdiğimizi anlar. Hem Avery hem de diğer Dalgıçların yarısı, öğleden sonra başımıza üşüşür. | Open Subtitles | إذا حصل وطاردناه سيعلم بأننا نعمل على شيء وسنجد (أيفري) ونصف الغواصين في هذا المكان بعد العصر |
| Dalgıçların köpek balıkları için kullandığı bir silah. | Open Subtitles | الغواصين يستخدمونها مع القروش |
| Ayrıca Dalgıçların performansına göre değerlendiriyoruz. | Open Subtitles | ونحن أيضا أداء الغواصين '. |
| Dalgıçların Croton Barajının buzlu sularına dalmasıyla Ajan Ryan Hardy'i canlı bulma ümidi hızla tükeniyor. | Open Subtitles | مع قيام الغواصين بتمشيط المياه المتجمدة تحت سد (كروتان) الأمل يتلاشى بسرعة في العثور على العميل (رايان هاردي) على قيد الحياة |
| Mevzu sadece bu Dalgıçların ve Çinli ekibin hayatları değil. | Open Subtitles | إنها ليست فقط أرواح غواصي البحرية والطاقم الصيني |