| Orada sarayın teknik danışmanı olarak çalıştı ve sınırları zorlamaya devam etti. | TED | وعِمل هناك كمستشار فني في القصر الملكي، واستمر دايدالوس في تخطّيه الحدود. |
| Strateji danışmanı olarak, işletmelerle ilgilenmek benim işim. | TED | كمستشار استراتيجي، وأدرس المشاريع لكسب العيش. |
| Başkanın bilim danışmanı olarak,... bu tarihi toplantıdan ne gibi sonuçlar umuyorsunuz? | Open Subtitles | كمستشار للعلم الرئيسي ماذا تتوقع أن يحدث من هذا الاجتماع التاريخي؟ |
| Beyaz Saray personeline göre Hunt orada Colson'ın danışmanı olarak çalıştı. | Open Subtitles | طبقا لموظفي البيت الأبيض هنت كان يعمل هناك بالتأكيد كمستشار للسيد كولسن |
| Kraliçenin parasal konulardaki danışmanı olarak, sizi sarayda ona takdim etmek bana zevk verecektir. | Open Subtitles | كمُستشار للملكة فى الأمور المالية سيكون من دواعى سرورى تَقديم كليكما إلى البلاط |
| Bay Başkan,ben Pan-Amerikan Demokratik Yardım ...Örgütü'nün danışmanı olarak Honduras'taydım. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، أنا كنت في هندوراس كمستشار . . إلى منظمة الإغاثة الديمقراطية الأمريكيه |
| Bay Vitti'nin danışmanı olarak Vitti ailesinin tüm işleriyle yakınen ilgiliyim. | Open Subtitles | كمستشار السيد فيتتي انا علي دراية بكل نشاطات السيد فيتتي |
| Bayan Dubois daha çok ağır ceza davalarında jüri danışmanı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | لقد كانت فكرتي السيدة ديبوا تقوم بالكثير من العمل كمستشار لجنة التحكيم لمكتبي، في حالات عقوبة الإعدام |
| Sivil güvenlik danışmanı olarak eski başkan için çalışıyordu. | Open Subtitles | كان نصف وقته يعمل مع الحاكم السابق كمستشار للأمن العام. |
| - Önceden O'Sullivan basın danışmanı olarak çalışmış, ama şimdilerde... | Open Subtitles | كان يعمل لدى سوليفان كمستشار الإعلامي ، و لكنه الان مراسل |
| Park Min Sook'un yasal danışmanı olarak inişli çıkışlı evliliğiniz için geçmiş olsun dileklerimi arz ederim... | Open Subtitles | كمستشار قانوني للمدعي بارك مين سوك، تقديم عذر ، إتفاق، تحريض و هلم جرا، |
| Politika danışmanı olarak geçirdiğim son 20 yılda ulusal ve uluslararası ihtiyaçları bir araya getiren yüzlerce politika örneği gördüm. Açıkçası politikalar bu şekilde daha iyi. | TED | في وظيفتي كمستشار سياسي لأكثر من 20 عاماً أو شيئاً كهذا، رأيت مئات الأمثلة على سياسات تقوم بالتوفيق بين الاحتياجات الدولية والمحلية، ويصنعون سياسة أفضل. |
| Stüdyonun hukuk danışmanı olarak sözlerine dikkat etmeni öneririm. | Open Subtitles | كمستشار قانوني لهذا الإستوديو... . أنصحك بشدة.. |
| Güvenlik danışmanı olarak. Bu şekilde onu durduracaklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | كمستشار أمن منه سيكون محاولة إيقافه |
| Shogun'un baş danışmanı olarak, bunu yapamam. | Open Subtitles | كمستشار شوجون، لا يمكن أن أفعل ذلك. |
| Burada IYS şirketinin bir danışmanı olarak bulunuyor. | Open Subtitles | I.Y.S". انه هنا في عمل رسمي كمستشار لشركة" |
| Şirket danışmanı olarak sana, Sarah Holt'un diz üstü bilgisayarını yirmi dört saat izleme görevi veriyorum. | Open Subtitles | كمستشار للشركةِ أُوجّهُك للبَدْء بالمراقبة على مدار الساعةِ "على حاسوب "ساره هولت |
| ...personel başvekili Sutton Wall Temple Üniversitesi'nde öğretim üyesi bu süreçte kampanya danışmanı olarak görev alacak. | Open Subtitles | مساعده ونائبه السابق ، سوتون وال أستاذ مُساعد في الدراسات الأمريكية بجامعة تيمبل والذي سيعمل كمستشار للحملة الانتخابية طوال مرحلة الترشّح |
| Kraliçenin parasal konulardaki danışmanı olarak sizi sarayda ona takdim etmek bana zevk verecektir. | Open Subtitles | كمُستشار للملكة فى الأمور المالية سيكون من دواعى سرورى تَقديم كليكما إلى البلاط |
| Artık burada çalışıyorum. Operasyon teknik danışmanı olarak. | Open Subtitles | أنا أعمل هنا الآن كخبير إستشارى أو شئ من هذا القبيل |
| Teknoloji danışmanı olarak, teknolojiye iyi niyetle, çok büyük yatırımlar yapma kararı alan fakat beklentilerini karşılayamayan birçok firma gördüm. | TED | في عملي كمستشارة تقنية، رأيت العديد من الشركات تأخذ القرار لوضع استثمارات ضخمة في التكنولوجيا دون أن تصل للفائدة المرجوة. |