"daraltıyor" - Traduction Turc en Arabe

• يضيق
• يُضيق
• يحد
• يضيّق

Bu aslında alpaka yünü... Acımasızlığın gerçekten de seçimlerini daraltıyor.
إنه ألباكا في الحقيقة, خال من الخشونة يضيق من خياراتك حقاً

Alanı oldukça daraltıyor.
وذلك يضيق النطاق قليلاً و بالتأكيد الرسالة تُركت

Muhteşem, şüpheli listemizi 2 bin ekstazi satıcısına ve zilyon tane ekstazi kullanıcısına kadar daraltıyor.
عظيم، ذلك يضيق بحثنا أسفل إلى 2،000 تجار النشوة وهناك عدد كبير من مستخدمين النشوة.

Bu da seçeneklerinizi daraltıyor tabii, değil mi Baş Müfettiş?
اذن, فهذا يُضيق مجال البحث ,اليس كذلك ؟ , يا سيدى المفتش ؟

Bu çemberi gerçekten daraltıyor.
هذا يُضيق الخناق حقاً

Hatta tam tersi, gezmek düşünceleri daraltıyor olabilir.
على العكس من ذلك. أظن أن السفر يحد من مدارك العقل

Sanırım "Hiç bir suç işlediniz mi?" sorusunun kutucuğu seçeneklerimi daraltıyor.
{\1cH0080ffff}أظن أن وضع اشارة على صندوق "هل إرتكبت جريمة"؟ {\1cH0080ffff}يحد من خياراتي

Bu onu daraltıyor, balıkçı köyü olabilir.
ذلك يضيّق علينا أكثر، إنها قرية بحرية لصيد السمك

Bu da şüpheli listemizi ikisini de, öldürmek isteyen insanlara kadar daraltıyor.
هذا يضيق قائمة المشتبهين إلى الأشخاص الذين يريدون موتهم

Açıkçası Leydi'm, bu kanun seçenekleri daraltıyor.
هذا يضيق الميدان

Bu durum seçeneklerimizi daraltıyor.
هذا السهم يضيق الخيارات

Bu seçenekleri daraltıyor.
حسنا، هذا يضيق الأحتمالات.

Bu şüphelilerimizi daraltıyor işte.
هذا يضيق القائمة

Virüs çalışıyor. Alanı daraltıyor.
الفيروس يعمل, إنه يضيق النطاق

İyi haber ise Sydney'in mesajını her kim sildiyse Alfa Siyah yetkisine sahip ve bu da bizim şüpheli listemizi sadece bir avuç insana kadar daraltıyor.
إنّ الأخبار الجيدة تلك من حذفت رسالة سد كان عندها ترخيص ألفا الأسود. الذي يضيّق قائمتنا من المشتبه بهم أسفل إلى حفنة الرجال.

Bu oldukça daraltıyor aslında.
-نحو 40 تقريبًا . هذا حتمًا يضيّق حيّز البحث قليلًا.