| Mantarlar, kimyasallar olmadan doğal olarak yanmaya dayanıklı materyaller üretebiliyor. | TED | تستطيع الفطريّات إنتاج مواد مقاومة للحريق طبيعيًّا، بدون استخدام الكيمياويّات. |
| Bitkileri hastalıklara ve strese karşı dayanıklı yapan genler üzerinde çalışıyorum. | TED | لقد درست المورثات التي تجعل النباتات مقاومة للمرض وقادرة على إحتمال الإجهاد. |
| Üzerinde seks yapılabilecek kadar dayanıklı bir bulut tarafından sarılmış gibiyim. | Open Subtitles | كأنك مغلفه بالغيوم و قوي كفايه لنمارس الجنس عليه حسنا .. |
| Kurşun geçirmez yerine, kurşuna dayanıklı cam... ..denmesinin bir sebebi vardır. | Open Subtitles | هناك سبب لتسميته زجاج مضاد للرصاص وليس زجاج لا يخترقه الرصاص |
| Yüzbaşı, ısıya dayanıklı çadırlar ve taşınabilir serinleticiler gönderiyoruz. | Open Subtitles | كابتن ، سنرسل إليكم خيام مضادة للحرارة ووحدات تبريد محمولة |
| Bütün bu avantajlarımıza rağmen, çamurdan kitabeler ve taş araçlar kadar dayanıklı birşeyimizin olmaması oldukça ironiktir. | Open Subtitles | الأمر يبدو ساخر جداً لأنه مع كلّ هذا التقدّم الذي حققناه ليس لدينا شيء متين كالأقراص الطينية وأدوات الحجارة. |
| Doğal olarak yüksek getirili türle, kuraklığa dayanıklı türü çaprazlarsanız, her iki türden pozitif örnekler taşıyan hibrit bir tür elde edersiniz. | TED | لو خلط طبيعيا محصول ذا إنتاجية عالية مع محصول ذا مقاومة عالية، ستحصل علي هجين بالصفات الإيجابية في الطرفين. |
| Bu organlardaki hücreleri değiştirebilirseniz, belki radyasyona daha dayanıklı olabilirler. | TED | ثم إذا استطعت تغيير الخلايا في هذه الأعضاء، ربما تستطيع أن تجعل هذه الأعضاء أكثر مقاومة للإشعاع. |
| Kuraklığa dayanıklı mahsuller ve kararmayan elmalar ürettiler. | TED | فهم يستطيعون الحصول على محاصيل مقاومة للجفاف، أو الحصول على تفاحات غير قابلة للتأكسد. |
| Ve hayatta kalır, masada zıplar, inanılmaz dayanıklı ve tabii ki onu kaybetmez isek hayatta kalabilir çünkü çok minik. | TED | ومع ذلك ينجو، يرتد على الطاولة، إنه قوي بشكل لا يصدق، وينجو بشكل جيد حتى نضيعه لأنه صغير جدا. |
| Önce savaş verdi, çene yukarda, dayanıklı. | Open Subtitles | بالعودة أولا لمحاربتهم، وشد حيلها، رفيق قوي. |
| 5 santimetre kalınlığında darbeye dayanıklı basınca duyarlı 7 haneli kodlu alarmı olan bir cam. | Open Subtitles | الزجاج بسمك بوصتين مضاد للرصاص مزود بإنذار ضد اللمس له شفرة من 7 أرقام |
| Genelde terle çıkmasın diye suya dayanıklı mürekkep kullanırlar. | Open Subtitles | حسناً، أغلب الأحيان يستخدمون مادة مضادة للماء حتى لا تزول عندما تتعرق |
| Biliyorum. Bir sığnak bulun. dayanıklı ve kapalı bir yer. | Open Subtitles | أعلم، يجب أن تجدوا مكان أمن، متين ومغطى. |
| belkide daha formda olmak istersiniz ya da daha güçlü daha dayanıklı | TED | أو ربما ترغب في أن تصبح ذو بنية أفضل، أقوى مع المزيد من طاقة التحمل |
| Düşmesini önleyici dayanıklı dış kasası ayrıca çatallı anteni ve sağlam bir tutuşu var. | Open Subtitles | يتمتع بمميزات كثيرة ، سلك كهرباء ذا قضيبان ومقابض حمل رائعة على جانباه وقالب مقاوم لمنع تساقط أجزاءه |
| Zırhları enerji silahlarına ve sıradan ateşli silahlara dayanıklı. | Open Subtitles | إن درعهم منيع لأسلحة الطاقة و الأسلحة النارية العادية |
| Pekala, Teal'c, tüm söyleyebileceğim ufaklık oldukça dayanıklı. | Open Subtitles | حسنا يا تيلك ، كل ما يمكننى قوله أن صغيرك صلب بما فيه الكفاية |
| Sonuç olarak, iş adamı olan bir baba için zorluklara dayanıklı olan MBA kızı olması düşüncesi bile dayanılamayacak kadar güzeldir. | TED | وكنتيجة، الأب رجل الأعمال سوف يحب فكرة أن ابنته الحاصلة على أستاذية إدارة الأعمال لديها رؤى صلبة |
| Sonra Stoner, dayanıklı motosikletçilerin yapmaması gereken bir şey yaptı. | Open Subtitles | حينها "ستونر" فعل ما لا يجب أن يفعله الراكب القوي |
| Ağırlığı neredeyse yok, ısıyı anında dağıtıyor ve her türlü insan ve doğa gücüne dayanıklı. | Open Subtitles | أنها لا تزن شيأ تقريبآ و تقاوم الحرارة أنيآ و تقاوم تقريبآ أى قوى بشرية أو طبيعية |
| Hayır, muhteşem derecede dayanıklı. Kasları yeniden kendini örüyor. | Open Subtitles | إنه مرن بشكل مدهش ، فالعضلات واللحم يعودوا للالتئام |
| Altın madeni dediğin dayanıklı olmalı. Örneğini görüyoruz. | Open Subtitles | منجم الذهب يجب أن يكون منيعاً الآن يوجد سابقه |
| Aşırı güçlü, dayanıklı ve akıllı olabilir. | Open Subtitles | وجسده يقاوم الامراض, وتعافى من تلقاء نفسه |