| Eskiden bir adam görmüştüm, koltuk değnekleriyle yürüyordu. Bana gülümsedi. | Open Subtitles | حينما رأيت ذلك الرجل الذي لديه ساق واحدة ويسير مستنداً إلى عكازين |
| Temiz bir kırık, yerine oturtup alçıya alacaklar, yani o birkaç hafta boyunca koltuk değnekleriyle gezecek, ama... | Open Subtitles | انهم يعدونه مكانه ويضعونها فى الجبس. مما يعنى انها على عكازين لاسبوعين او اكثر, لكن... |
| O Allahın unuttuğu cezaevinden kol değnekleriyle ç ıktım. | Open Subtitles | خرجت من السجن على عكازين |
| Senin koltuk değnekleriyle... geldiğini görünce üzüldüm. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنك مشيتى .اليوم، بدون عكازات |
| Senin koltuk değnekleriyle... geldiğini görünce üzüldüm. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنك مشيتى .اليوم، بدون عكازات |
| Koltuk değnekleriyle yürürdü. | Open Subtitles | كانت تسير على عكازين |
| Beni koltuk değnekleriyle görmeni istemedim. | Open Subtitles | يجب أن لا يراني على عكازين. |
| - Şimdilik koltuk değnekleriyle yürüyeceksin ama hayattasın... | Open Subtitles | هل سوف يتحسّن؟ ، الآن، ستحتاجين عكازات ، لكنّك على قيد الحياة |
| Adam büyük ihtimalle hayatının sonuna kadar koltuk değnekleriyle yürüyecek. | Open Subtitles | ماكر، الأرجح أنّ الرجل سيحتاج إلى عكازات لبقيّة حياته. |