| Ve bence bizim neslimiz de aynını yapmalı. | TED | وأنا أعتقد أن جيلنا يجب أن يفعل نفس الشيء. |
| Bizi koruyacağınıza söz verdniz, ama başarısız olduğunuz gün siz de aynını yapacaksınız. | Open Subtitles | لا يمكن أن يقال نفس الشيء عن قومك. تعهدتم بالدفاع عنا، لكن عندما حان الوقت , أخفقتم في عمل ذلك. |
| Biri seni öldürmeye kalksaydı sen de aynını yapardın inan | Open Subtitles | إذا كان لا بدّ أن تقتل شخص ما لتدافع عن نفسـك أو ما يخصك كنت سـتفعل نفس الشيء مثلي |
| Belki de konuyu şu ünlü atasözüyle açıklayabiliriz: Bir aptalla tartışırken, önce diğer kişinin de aynını yapmadığından emin ol. | TED | ربما كل ذلك يتلخص في ذلك المثل القديم: عندما تتجادل مع شخص أحمق، أولًا تأكد أن الشخص الآخر لا يفعل الشيء نفسه. |
| Doz protokolünü hayatlarını kurtarmak için esnetmiş. Sen de aynını yapardın. Ahmak ve senin için biçilmiş kaftan. | Open Subtitles | فتجاوزت بروتكول الجرعات في محاولة لإنقاذ حياتهم وكنتَ لتفعل المثل |
| Siz de aynını yaparsanız memnun olurum. | Open Subtitles | لأي أحد سأكون مقدره لك لو فعلت نفس الشيء |
| - Keşke ben de aynını söyleyebilsem. - Çalışmalarını izleyemedim. | Open Subtitles | للأسف، لا أستطيع قول نفس الشيء لم أرَ أعمالك |
| Evet, benim de iki kızım ve nafakam olmasaydı ben de aynını yapabilirdim. | Open Subtitles | نعم و لو لم يكن لدي بنتان و نفقة زوجية لكت فعلت نفس الشيء |
| İlk yerleşimcilerden Fort Pitt'de aynını yapmış. | Open Subtitles | المستوطنون البدائيون في "فورت بيت" فعلوا نفس الشيء |
| Benim için de aynını yapardın. | Open Subtitles | ، وقـّعوا على الأوراق ! واتركوا شاراتكم ، يستحق نفس الشيء بالنسبة لي لذا أيـّاً كان ما ستقرره، جيـّد |
| Doktor, ben de aynını söyledim. | Open Subtitles | دولك ، لقد اخبرته نفس الشيء ،اوكي ؟ |
| Sizin gücünüzün olduğunu fark ederlerse size de aynını yaparlar. | Open Subtitles | عندما يعرفونَ أنكم تمتلكونهُ سيفعلونَ المثل عليكم ايضاً |
| Ayrılmak istemişti ve ben de ona hem bizle kalacak hem de bir şekilde, mutlu olacak bir yol bulursan ben de aynını senin için yaparım dedim. | Open Subtitles | فقد أراد الرحيل وأنا أقسمت له إن توصل إلى طريقة ليصيح سعيداً ويبقى فسأفعل المثل لأجله |
| Onları yaklaşan tehlikeden korudum, sen de aynını yapardın. | Open Subtitles | قمتُ بتحريرهم مما هو على وشك أن يأتي، وأنت ستفعل المثل. |
| Eminim benim yerimde sen olsan, sen de aynını yapardın Alastair. | Open Subtitles | متأكد لو أنّ الظروف كانت معكوسة، كنت لتفعل المثل يا (أليستر). |
| Yerimde olsan sen de aynını yapardın. | Open Subtitles | كنتِ لتفعلي الشيء نفسه تماماً لو كنتِ مكاني |
| Kendim içindi. Belki sen de aynını yapmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | احتفظت بها لنفسي ربما يجب أن تتعلم فعل الشيء نفسه |
| Sen de aynını yapacaksın. | Open Subtitles | نعجب لها. سوف تفعل الشيء نفسه. |
| Nostos Gölünün suları beni iyileştirebiliyorsa senin için de aynını yapabilecektir. | Open Subtitles | إنْ كان باستطاعة مياه ''نوستوس'' شفائي فلا بدّ أنّ بإمكانها فعل الأمر نفسه معكِ |
| Saklandığım yerden açığa çıkmak ve buraya gelmek zorundaydım ve sizi de aynını yapmaya davet ediyorum. | TED | كان لزاماً عليّ أن أخرج من مخبئي، وأن أقف علانية بين أيديكم، وها أنا أدعوكم لأن تفعلوا الأمر ذاته. |
| Sen de aynını yapmalısın. | Open Subtitles | تحتاج لإستكشاف بالضبط ماذا ستفعل |