| Pekalâ kedisi de var ama dedikleri gibi "mekân, mekân, mekân"! | Open Subtitles | حسناً ، مثيرٌ للانتباه لكن كما يقولون المكان قبل كل شيء | 
| Ama dedikleri gibi, kanunun eli uzundur. | Open Subtitles | و لكن كما يقولون اٍنها ذراع القانون الطويلة | 
| dedikleri gibi, Bay Cobb çöl kötü huylu insanlarla doludur. | Open Subtitles | كما يقولون مستر كوب... . الصحراء ملئى بالكثير من الحمقى. | 
| Ve şimdi tıpkı mahkemede dedikleri gibi o gemilerden biriyle geziye çıkacağız. Hadi söyle, Len. | Open Subtitles | وسوف نذهب معا فى رحلة بحرية ، تماما كما قالوا فى المحاكمة ، أخبرها بنفسك يا لين | 
| dedikleri gibi, bilindiği üzere bu da programımı iyi bir program yapıyor. | Open Subtitles | البحث كما يقولون , لمعرفة ما يجعل برنامجي جيد | 
| dedikleri gibi değilsiniz. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنى أعرف ما أنت لست عليه وأنت لست كما يقولون | 
| Radyoda dedikleri gibi hayat ucuzluyor ve daha eğlenceli bir hal alıyor. | Open Subtitles | كما يقولون فى الإذاعـة الحياة تصبح أرخص وأكثر مرح بكثير | 
| dedikleri gibi, bu adamın kendini öldürmüş olmasının mümkünatı yok. | Open Subtitles | من المستحيل أن يكون هذا الشخص قد قتل نفسه كما يقولون | 
| Ama dedikleri gibi, zaman en katı ruhları bile yumuşatır. | Open Subtitles | لكن كما يقولون الزمن يجعل كل شيئ يلين حتى الروح الصعبة | 
| - dedikleri gibi Çünkü Göstermek doğru, devam etmeli? | Open Subtitles | .. لأنه كما يقولون العرض لابد أن يستمر ، أليس كذلك ؟ | 
| Peki Amerika'da dedikleri gibi, her şey yasal mı? | Open Subtitles | لكن هل جميعها نظيفة، كما يقولون في الولايات المتحدة؟ | 
| Her zaman dedikleri gibi, işini asla çocuklara veya hayvanlara bırakma. | Open Subtitles | كما يقولون دائماً: لا تعمل أبداً مع الأطفال والحيوانات | 
| Ya dedikleri gibi yapar ve beni zorla Vatikan'a döndürürsün ve hep beraber ölümü için yas tutarız. | Open Subtitles | الفاتيكان على وشك أن يرى كارديناله الرابع يموت الليلة. انظر. يمكنك أن تفعل كما يقولون | 
| dedikleri gibi, Metalanien in en büyük savaşçıları haa? | Open Subtitles | هل هم كما يقولون اعظم محاربين فى ميتالونين | 
| Kauçuk işinde dedikleri gibi, zıplayalım. | Open Subtitles | حسنا، كما يقولون في مجال المطاط، دعونا ترتد. | 
| Ama devamı daha sonra.. Hani romanlarda dedikleri gibi. | Open Subtitles | ولكن سأحكي أكثر عن ذلك لاحقا كما يقولون في الروايات | 
| Biri ki, dedikleri gibi, ellerine biraz kan bulaşmasından korkmayacak. | Open Subtitles | شخصاً كما يقولون, من النوع الذي لا يخاف من تلويث يده ببعض الدماء | 
| dedikleri gibi, ruhlar dünyasıyla aradaki köprüyüm değil mi? | Open Subtitles | كما قالوا, أنا الجسر بين العالمين, صحيح؟ | 
| Ben de içeri çağırdığınız ilk kişi olduğum için teşekkür ediyorum ve eğer insanları okumakta dedikleri gibi iyiyseniz görüştüğünüz son kişi olacağım. | Open Subtitles | وانا اقدر اني أول شخص دعيته للدخول واذا كنت جيدا في قراءة الاشخاص كما يقال عنك سأكون الأخيرة | 
| Hollywood'da dedikleri gibi, şu işi bitirelim. | Open Subtitles | مثلما يقولون فى هوليود لنصل الى الهدف مباشرة | 
| Radyoda dedikleri gibi cinayet-intihar olamaz. | Open Subtitles | هذا ما يقولونه على الراديو، محاولة الانتحار | 
| Bahsettiğim dikişi attım ve tıbbi romanlarda dedikleri gibi ihtiyatlı bir şekilde iyimserim. | Open Subtitles | وضعت الغرزة التي تحدثنا عنها وكما يقولون في الروايات الطبية أنا متفائل بحذر | 
| Ama orada olan, güvenebileceğin biriyle konuşmak istiyorsan bilmelisin ki bombayı yapan ve arazi aracını başka yere park eden adam dedikleri gibi patlamada ölmedi. | Open Subtitles | ،والّذي كان هناك يجب أن تعرفي أنّ الرجل الّذي صنع القنبلة ...وحرّك الشاحنة لم يمت في الإنفجار مثلما قالوا | 
| Onları tekrar göreceğiz. Tıpkı dedikleri gibi. | Open Subtitles | سوف نراهما مجدداً كما قالا بالضبط |