| Elmalar ve defne yaprakları kötülüğün yolunu kapatır. | Open Subtitles | إنَّ التفاح، و ورق الغار يمنعان طريق الشرّ |
| Çelik miğferlerinin üzerine defne çelenkleri takmışlardı. | Open Subtitles | إرتدى الرجال أكاليل من زهور الغار الخضراء فوق خوذاتهم الفولاذية |
| Mesela maydanoz, ya da bal ve defne yaprağı. | Open Subtitles | ـ الحبق أو عسل أو أوراق الغار وماشابة ذلك مالذي بالدولاب ؟ |
| - Basit bir defne yaprağı mı? | Open Subtitles | -ورقة غار عاديّة؟ |
| Televizyon, hayranlar, çılgına dönecek ve defne dalından taçlar getirecek. | Open Subtitles | لذا ستحدث ضجه فى العالم التلفاز ,والمعجبين سيهتفوا بأسامينا . وسيجلبوا لنا أكاليل الورود |
| Ama yarınki teslimat için daha yapılacaklar var, yani defne yaprağınızda dinlenmek için zaman yok. | Open Subtitles | ولكن أمامنا الكثير من العمل من أجل ُشحنة الغد لذلك ليس هناك وقت للراحة والجلوس على أكليل الغار |
| Kekiği, defne yaprağını, biberiyeyi unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسوا الزعتر , وورق نبات الغار , وإكليل الجبل.. |
| Beni böylesine onurlandıranın Yüce Sezar olduğunu anımsatan defne çelenginizi takamaz mısınız en azından? | Open Subtitles | -لم لا ترتدى على الاقل اكليل الغار الخاص بك -حتى اذكر ان من فعل هذا هو القيصر المقدس؟ |
| Bir tane de defne yaprağı eklerseniz kötülüğün yolunu kapatırsınız. | Open Subtitles | أضيفي عليها "ورق الغار" و ستمنعين طريق الشرّ |
| - Anlıyorum. defne yapraklarının büyülü olduğunu bilmezdim. | Open Subtitles | نعم لم اعرف ان أوراق الغار بداخلها سحر |
| defne ağacı yer, kan içer. | Open Subtitles | يأكل أكاليل الغار ويشرب الدم |
| Taze defne yaprağı ve sarımsak. | Open Subtitles | ورقة الغار الطازجة، والثوم. |
| Ama defne ağaçları çok uzakta. | Open Subtitles | لكن شجرة الغار بعيدة جدا |
| Andronicus yıldızı defne dallarıyla donatıldı. | Open Subtitles | (يأتي (أندرونيكوس ،محاطًا بأكاليل الغار |