| Onu bir numaralı zanlı yapacak delilimiz yok. | Open Subtitles | .كل ما أقوله أنك لاتملك دليلاً يجعله المشتبه الأول |
| Ted Macy öldürülünce, mülkünüz delilimiz oldu. | Open Subtitles | عندما قتل تيد ميسي أصبحت ملكيتك دليلاً لنا |
| - delilimiz yok. - Ben bu adama inanıyorum. | Open Subtitles | لانملك دليلاً على ذلك - أنا أصدق هذا الرجل - |
| Hedefin neresi olduğu hakkında delilimiz var mı? | Open Subtitles | -أوجدتم دليلاً يخبرنا أين قد يكون الهدف؟ |
| Hiç delilimiz yok. | Open Subtitles | لا نملك أي دليل ضده |
| Ancak onu olay yere ile bağdaştıracak herhangi bir somut delilimiz yok. | Open Subtitles | لكننا لا نمتلك دليلاً مادياً... يثبت أنه كان موجوداً بمسرح الجريمة |
| Böylece yanıcı madde delilimiz bir anda ortadan kayboldu. | Open Subtitles | فجأةً ليس لدينا دليلاً للمحفز |
| Sadece diyorum ki... delilimiz yok. | Open Subtitles | - أعني فقط أننا لا نملك دليلاً |
| Axe, Kemlot'ta yüklü ve uzun süreli pozisyon aldığında önceden haber aldığı için hisse rakamlarıyla ters düştüğünü ispatlayan anahtar delilimiz olacak. | Open Subtitles | عندما يتولى (آكس) منصباً في شركة (كيملوت) لفترة طويلة سيكون التدقيق بالحسابات دليلاً هاماً لإثبات أنه عارض الأرقام لأنه عرف شيئاً ما |
| Axe, Kemlot'ta yüklü, uzun süreli pozisyon aldığında denetimimiz, önceden haber aldığı için rakamlarla ters düştüğünü ispatlayan anahtar delilimiz olacak. | Open Subtitles | عندما تتولى (أكس) حصة كبيرة طويلة الأمد ستحصل هذه الحسابات دليلاً هاماً لإثبات أنه تصرّف عكس الارقام - لأنه كان يعرف شيئاً ما |
| Onun aleyhinde delilimiz yoktu. | Open Subtitles | لا نملك أي دليل ضده |