| Her ne olursa olsun, bir delinin işi olduğu kesin. | Open Subtitles | أَو مجرّد خدعة مدهشة بمختلف الطّرق، بالتأكيد هذا عمل مجنون |
| Beni ısıran bir delinin saldırısına uğradım. Hâlâ yakalanamamış olan bir deli tarafından. | Open Subtitles | تمت مهاجمتي من مجنون عضني مجنون ، بالمناسبة ، لم يتم إمساكه بعد |
| Geçen yıl, delinin biri bir cinayet söylentisi çıkardı. | Open Subtitles | ، العام الماضى كان هناك رجل مجنون . بدأ شائعة جريمة قتل |
| Reklamlarda ihtiyar bir delinin onu küvetinden ışınlayarak kaçırdığını iddia edişini gösterdi. | Open Subtitles | الاعلان يظهر هذا العجوز المجنون يدعي ان الفضائيين ضربوه من حوض استحمامه |
| Sanırım benim yüzsüz ya da delinin teki olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أفترض أنك تعتقد أنني وقحه للغاية أو 'مجنونة جداً' أو شيء من هذا. |
| Herhalde delinin teki, ama kontrol etmezsem ihmal etmiş olurdum. | Open Subtitles | ربما يكون مجنوناً آخر ،لكني سأكون مهملاً إن لم أتأكد |
| Yine delinin biri ofisime daldı. | Open Subtitles | إستمعْ، أنا كَانَ عِنْدي مجنون آخرُ يتجوّلْ في مكتبِي. |
| Titreyen ellerle son dört parçayı da yerine yerleştirdi ve korku dolu gözlerle, penceredeki delinin yüzüne baktı. | Open Subtitles | و بيد مرتجفة وضعت آخر أربع قطع و حدقت برعب بوجه رجل مجنون هائج في النافذة |
| Artık dostluğumuzu sürdüremeyiz, çünkü sen delinin tekisin, baban da öyle. | Open Subtitles | نحن لن نكون أصدقاء بعد الآن لأنك حقاً مجنون و أيضاً أبوك مجنون. |
| Bay Tucker, Bayan Simmons delinin biri belediye binasının tepesinde tüfekle bekliyor. | Open Subtitles | سيد توكر، سيدة سيمونز هناك مجنون على قمة البلدة مع سلاح قوي جدا |
| Yöre halkı tımarhaneden kaçmış bir delinin yaptığını iddia ediyormuş. | Open Subtitles | ولكن الناس المحليين ادعوا انه كان مجنون هارب |
| Oyuncakçı denen, bir delinin yarattığı bir video oyununda. | Open Subtitles | في لعبة صنعها رجل مجنون يدعي صانع الالعاب |
| delinin teki Kuzey Hava Tapınağı'na doğru yol alırken burada oturup bekleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الجلوس هنا والرجل المجنون في طريقه إلى معبد الهواء الشمالي |
| Bir delinin devlete maliyeti günde 4 mark. | Open Subtitles | المشكلة .. يحصل المجنون على أربع علامات في اليوم |
| Bir delinin maliyeti dört mark. | Open Subtitles | المشكلة .. يحصل المجنون على أربع علامات في اليوم |
| Sanırım benim yüzsüz ya da delinin teki olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أفترض أنك تعتقد أنني وقحه للغاية أو مجنونة جداً .. أو شيء من هذا |
| delinin teki olduğunu iddia edebilirim ama bunun için fazla sakin görünüyorsun. | Open Subtitles | أستطيع الدفاع بأنك مجنونة ولكنك تبدين هادئة للغاية. |
| delinin tekiydi anlamsız şeyler söyledi ve güvenlik gelene kadar kaçıp gitti. | Open Subtitles | لقد كان مجنوناً لم يقل اي شئ مفهوم و في الوقت الذي وصل فيه الامن لاذ الرجل بالفرار |
| Sonra delinin bir arayıp kendisinin kurt adam olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | و بعدها تلقيت مكالمة من مخبول يصيح بانة مذؤوب |
| Annenin ya da herhangi bir delinin bunu bozmasına izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لوالدتك، أو أىّ معتوه يعكّر صفوى. |
| Zamanımız kısıtlı ve bir delinin soruşturmanın seyrini değiştirmesini istemiyoruz. | Open Subtitles | ونحن لسنا بحاجة لبعض المجانين كي يشتتوا إنتباهنا في التحقيق |
| Yöre halkı tımarhaneden kaçmış bir delinin yaptığını iddia ediyormuş. | Open Subtitles | وقالت الشرطة المحلية أنه كان مجنونا هاربا |
| Bir delinin hedefi olmuşsun. Kesinlikle kaçıp saklanmayacağım. | Open Subtitles | انت مستهدف من قاتله مجنونه انا بالطبع لن أهرب واختفي |
| Bu delinin kesinlikle bu insanlar üzerinde bir etkisi var. | Open Subtitles | هذا المعتوه بالتأكيد لديه تأثير على هؤلاء الناس |
| Dürüst olmak gerekirse, bu o delinin suçu değil, Nisha. | Open Subtitles | لاكون صادقَ، ذلك المجنونِ لم يخطئ نيشا . |