Akıllı robotlara yerleştirilmiş kamera ve alıcılarla onları derinliklere göndererek salp gibi hayvanların gizli hayatını izleyeceğiz. | TED | سنستعمل كاميرات وحاملات نماذج على روبوتات ذكية لتتجول في الأعماق وتساعدنا على تتبع سر حياة حيوانات مثل سمكة السالب. |
Olay şu ki bizim, bizi ekstrem derinliklere defalarca kez inip çıkmamızı sağlayan titanyum bir katmanımız var. | TED | فالمشكلةُ هي أنّ حجرة التيتانيوم هذه التي تسمحُ لنا بالغوصِ إلى الأعماق والخروجَ منها مرّاتٍ عديدة |
Günde sadece birkaç saat besleniyorlar sonra derinliklere doğru kayboluyorlar. | Open Subtitles | ،يأكلون لساعات قليلة يومياً ثم يختفون مجدداً في الأعماق |
Gün doğmadan önce, yumurtalarını gelişmeleri için sığ sularda bırakarak derinliklere dönerler. | Open Subtitles | وتعود للأعماق, قبل الفجر .تاركة بيضها ليزدهر في المياه الضحلة |
Gün ağarırken kafilenin tamamı güvenli derinliklere döner. | Open Subtitles | وعند بزوغ الفجر تعود كل المواكب الحية للأعماق الآمنة |
Yunuslar beslenirken, avlarının tekrar güvenli derinliklere kaçmasını engellemek için sürünün altından yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | بينما يتغذون، تعمل الدلافين على الجانب السفلي من السرب لمنع فرائسهم من الهروب إلى الأمان الذي تمنحه لهم الأعماق. |
O derinliklere indim ve onunla bağlantı kurdum ki yapmam gerekenleri yapabileyim. | Open Subtitles | سبرت غور تلك الأعماق وترابطت معه لأتمكّن من فعل هذا |
derinliklere doğru yolculuk, bir ekip işidir öncelikle. | TED | مغامرة الأعماق جماعية قبل كلّ شيء. |
""Dibi olmayan bir bataklığa battım derinliklere ulaştım, yardım istemekten, bitkin düştüm. | Open Subtitles | "أنا غارق في مستنقع عميق لا قعر له. " وصلت إلي الأعماق المائية. الطوفان يحيط بي. |
Kıyamet günü derinliklere çekilmiş olacağım. | Open Subtitles | في نهاية المطاف سأُجر إلى الأعماق |
Gün ağarırkense tekrar güvenli olan derinliklere inerler. | Open Subtitles | عند الشروق، يغوصون مجدداً لأمان الأعماق |
Ringalarsa kışı geçirecekleri derinliklere iniyor. | Open Subtitles | تغوص الرّنكة لتقضي الشتاء في الأعماق |
Aklınızı kullanmayı bilirsiniz, gizli derinliklere nasıl dalabileceğinizi bilirsiniz. | Open Subtitles | وبتنمية عقلك، تعلم كيف تصل إلى الأعماق. |
Güneş ışınları doğrudan cennetten gelerek derinliklere nüfuz eder. | Open Subtitles | أشعة الشمس تخترق الأعماق" "قادمة مباشرة من الجنة |
derinliklere dönün sizi şeytanlar. | Open Subtitles | عودوا ألى الأعماق يا شياطين |
Gördük derinliklere doğru gömülen gemideki adamların çığlıklarını duyduk. | Open Subtitles | رأيناه، وسمعنا صراخ الرجال ينجذبون للأعماق. |
derinliklere inmeden önce madenciler kendilerini zehirli koka yaprakları ile güçlendiriyor. | Open Subtitles | ، قبل الولوج للأعماق يقوي عمال المناجم أنفسهم بأوراق " الكوكا " المُسكرة |