| Tüm yollar kar nedeniyle kapalı Ama beni Dert etme. | Open Subtitles | لا تقلق بشأني ، يوجد الكثير من الأشخاص هنا معي |
| Bittim ben! Öldüm! Sorun neyse ben ilgilenirim, Dert etme. | Open Subtitles | اسمع , ايان كان الخطأ , ساهتم به لا تقلق |
| Bu gece... dünkü oyunu Dert etme... veya seçilmeyi yada başka bir şeyleri. | Open Subtitles | هذه الليلة لا تقلقي عن لعبة الامس او المشغلون او اي شيء آخر |
| İnsanlar papazlara her Dert yanmaya gittiğinde, ...papazlar hep şu üç kelimeyi söylerdi. | Open Subtitles | وقتما يذكرون له أن قسيسًا وقع في مشكلة كان يردد ذات الخمس كلمات |
| O yaşlı hanım Bay Hector'un başına Dert açmaya çalışıyor. | Open Subtitles | اعتقد ان هذه المرأة العجوز ستتسبب فى المشاكل للسيد هيكتور |
| Bunu senin sorman daha iyi olur. Benim başıma Dert olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تقولها لها أنت فقد تكون هناك مشاكل معي |
| Ne zamana kadar? - Orasını Dert etme vakit çok. | Open Subtitles | لا تقلق, لدينا الكثير من الوقت نعم, لا داعي للعجلة |
| Ben komik ve şişko adamım, o yüzden onu Dert etmeyin. | Open Subtitles | ذلك مرفوض, انا السمين المضحك لذا لا تقلق بخصوص ذلك الشأن |
| Bizim de öyle bir şirketimiz olsa, baban bize Dert olmazdı. | Open Subtitles | اذا كان عندك واحد من تلك لن تقلق بشأن أبى ثانية |
| Rüzgâr şiddetlenirse, ev uçar ve bunu Dert etmene gerek kalmaz. | Open Subtitles | أذا الرياح هبت،سوف تقتلع المنزل ولن يكون هناك شيء تقلق حوله |
| Dert etme dostum. Bu gece kar arabasıyla geri döneceğim. | Open Subtitles | لا تقلق يا رجل ربما سأعود بحلول الليل بكاسحة الجليد |
| Sen iyileşmene bak hayatım. Bunu sakın Dert etme. Olur mu? | Open Subtitles | لكن ركّز على تحسين حالتك ولا تقلق بشأن هذا, حسناً ؟ |
| Kuşlar güneye göç eder, o yüzden kuğu saldırılarını Dert etmezsin. | Open Subtitles | الطيور تهاجر الى الجنوب.لذا لايجب عليكي ان تقلقي من هجوم البجعات |
| Dert etme, paranın yarısını geri alabilirsin ben de odayı alırım. | Open Subtitles | لا تقلقي يمكنك الحصول عن نصفك المال وانا سوف اخذ الغرفه |
| O pisliği Dert etme, daha sonra temizlettiririz. | Open Subtitles | لا تقلقي حول هذه الفوضى. يمكننا أن ننظفها لاحقاً. |
| Şu an ölümle burun burunasın. Tek Dert bu mu? ! | Open Subtitles | هذه مسألة حياة أو موت، وأنتِ تفكرين أن هذه مشكلة كبيرة؟ |
| Muhteşem. Başımda onca Dert yokmuş gibi bir de form dolduracağım. | Open Subtitles | ونعم الحلّ، كلّما واجهت مشكلة في حياتي تعيّن تحريرها في نموذج. |
| Şanslısın başına ciddi bir Dert açmadan bu problemleri bulduk. | Open Subtitles | محظوظ مسكنا هذه المشاكل قبل ان يسبّبوا المزيد من المشاكل. |
| Benim yüzümden başına yeterince Dert aldın, endişe etme sırası bende. Hayır, hayır. | Open Subtitles | أوقعتني في مشاكل كثيرة في هذا الدنيا آمل ألا تفعلها في الحياة القادمة |
| Fatura yatırmayı ya da para biriktirmeyi Dert etmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس علينا القلق من دفع الفواتير ليس علينا القلق بشأن العجينة |
| Başıma çok fazla Dert açtın. Artık beni takip etme. | Open Subtitles | لقد جلبت الكثير من المتاعب لا تتبعني مجدداً, ان تبعتني |
| Dert etmeyin. buraya taşındığım zaman, her zaman oynarız. | Open Subtitles | لا تقلقى, عندما أنتقل للعيش هنا فسوف نلعب طوال الوقت |
| Bundan sonra ne olursa olsun, artık Dert etmeme gerek yok. | Open Subtitles | ومهما حدث بعد ذلك,لم يكن علي أن أقلق بشأنه بعد الآن |
| Keşke haklı olsaydın. Erken emekli olmayı Dert etmezdim. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت محقاً , فأنا لا أمانع التقاعد مبكراً |
| Televizyonu Dert etmekten daha büyük sorunlarımız var, tamam mı? | Open Subtitles | لدينا مشاكل أكبر للقلق بشأنها من التلفاز ، حسناً ؟ |
| Ama muhtemelen öyle bir şey yapmayacağım. Dert etmeyin yani. | Open Subtitles | وهو أمر مستبعد في الواقع لذا أرجوكم لا تقلقوا بشأني |
| Tek Dert etmemiz gereken şey bayat fıstıklar ve biraz da türbülans. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى نقلق عليه هو الصخب الذى يمكنهم أن يفعلوه |
| Dert değil. Daha sonra aldırırım. | Open Subtitles | لا تشغل بالك سأرسل أحداً لكي يحضرها في وقتٍ لاحق |
| Başına Dert açmam. | Open Subtitles | لن أجلب لك أي متاعب لقد كان مجرد قتال سخيف |