| Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
| Parkın diğer ucunda, 8 ay önce buna benzer bir ceset bulmuştuk. | Open Subtitles | تعاملنا مع واحدة كهذه على الجانب الآخر من المنتزه قبل ثماني أشهر |
| Bu kapının diğer ucunda Suriye, İran ve Çin'in liderleri oturuyor. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من هذا الباب يجلس قادة سوريا والصين وإيران |
| Jedi akıl oyunu falan diye masanın diğer ucunda oturdun. | Open Subtitles | أنت على الطرف الآخر من الطاولة بسبب هراء العبث بالعقول |
| Yok olur olmaz sahnenin diğer ucunda ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | يختفي و يظهر ثانيةً في الطرف الآخر من المسرح و هو اخرس و يترنح |
| Şehrin diğer ucunda oturmuş bu lanet şeye baştan sona tanık olmuştum. | Open Subtitles | لقد كنتُ شاهداً لما حدث في الصّف الأماميّ، عبر الجهة الأخرى من النّهر |
| Yürümeye başlasak iyi olur çünkü parkın ta diğer ucunda. | Open Subtitles | لذا علينا التحرك لانها تقع على الجانب الأخر من الحديقة |
| Buraya geldiğimizde parkın diğer ucunda iki uyuşturucu alışverişi gördük. | Open Subtitles | سيدتي رأينا صفقتين تتمان على الطرف الآخر للحديقة عندما وصلنا |
| Orası binanın diğer ucunda. Adamı ta oraya kadar sürükleyemeyiz. - Neden olmasın? | Open Subtitles | ذلكَ في الجانب الآخر من البناية لا يمكننا سحبه طول المسافة إلى هناك |
| Kırbacın diğer ucunda olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ما شعورك و أنت على الجانب الآخر من السوط؟ |
| Artık dünyanın diğer ucunda seni düşünen birisi var.. | Open Subtitles | الآن لديك شخص ما على الجانب الآخر من العالم |
| ! Bu arada şehrin diğer ucunda Charlotte'a da bir mesaj geliyordu. | Open Subtitles | الجانب الآخر من المدينة، شارلوت كان الحصول رسالة من بلدها. |
| Şehrin diğer ucunda | Open Subtitles | إنه فى الجانب الآخر من المدينه ستقضى الليله عنده |
| Senden yardım alabilmek için dünyanın diğer ucunda mı yaşamalıyım? | Open Subtitles | هل ينبغي أن أعيش في الجانب الآخر من العالم لأحصل على مساعدتك؟ |
| Dünyanın diğer ucunda olduğunu söyledin, ama onu... | Open Subtitles | قلت بأنه كان على الجانب.. الآخر من العالم .. ولكن |
| Hattın diğer ucunda kimin olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نعرف من يوجد على الطرف الآخر من الخط |
| Parkın diğer ucunda bir eğlence evi gördüydüm. | Open Subtitles | رأيت بيتاً نطاطاً على الطرف الآخر من الحديقة |
| Telefonun diğer ucunda olacağım. | Open Subtitles | سأكون على الجهة الأخرى من الهاتف |
| Çabuk ol. Röportaj yarım saat sonra, kampusun diğer ucunda. | Open Subtitles | لكن أسرعى المقابلة بعد نصف ساعة فى الجانب الأخر من الحرم الجامعى |
| Bu demek oluyor ki katilimiz bu kapağın diğer ucunda olabilir. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ القاتل قد يكون في الطرف الآخر لهذا الغطاء |
| ve sahilin diğer ucunda da tek bir Britanyalı var. | TED | تسكنه أسرة نيجيرية من خمسة أفراد. و على الطرف الأخر من الشاطئ |
| Anomalinin yerini tespit ettim. Kantinde, okulun diğer ucunda. | Open Subtitles | لقد حددت موقع [الهالة]، في مقصف بالجانب الآخر من المدرسة. |
| Kelepçelerin diğer ucunda kim var görüyor musunuz? | Open Subtitles | هل ترين مَن هذا الموجود فى النهاية الأخرى لهذه القيود؟ |