| Ona söylemediğimiz tek şey hâlâ yaşadığı şehirin Şerif Departmanına dava açarken dikkatli olması gerektiği çünkü kendini cinayetle suçlanırken bulabileceğiydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لم نخبره به هو بإن يكون حذراً عندما ترفع قضية ضد قسم المأمور في مجتمع مازلت تعيش فيه | 
| dikkatli olması gerek. Yakalanmaması lazım. | Open Subtitles | هو يحتاج ان يكون حذراً هو لايريد ان يقبض عليه متلبساً | 
| Dikkatsizce "iflas" diyen birinin daha dikkatli olması gerekir. | Open Subtitles | على الشخص أن يكون حذراً "عندما يقول كلمة مثل "الافلاس | 
| Ne kadar güzel bir kız! Ama Viyana'da çok dikkatli olması gerekiyor. | Open Subtitles | إنها فتاة لطيفة لكنها يجب أن تكون حذرة في (فيينا) | 
| Çok dikkatli olması gerekiyordu. | Open Subtitles | والآن فهي يجب أن تكون حذرة | 
| Yani çok acayip. Onu üzmemek için çok dikkatli olması gerek. | Open Subtitles | اقصد هو عليه ان يكون حذرا جدا ان لا يضايقها | 
| Goergo'un başını asla ıslatmama konusunda çok dikkatli olması gerekiyordu. | Open Subtitles | (جورج) كان عليه أن يكون حذراً جداً من أن يترطب رأسه | 
| - Ama dikkatli olması gerekecek. | Open Subtitles | -لكن عليه ان يكون حذراً | 
| dikkatli olması lazım Cabe. | Open Subtitles | يجب أن يكون حذراً يا (كايب). |