| Geceleri, Danny kendi diliyle onların falına bakıyordu ben de çeviriyordum. | Open Subtitles | فى الليل ، أخبرهم ثرواتهم بلسانه وأنا ترجمت |
| Ve kadınla. Bilmiyorum.. Antonio diliyle yapabiliyor. | Open Subtitles | لا اعرف ، اقصد انطونيو يفعل هذه الاشياء بلسانه.. |
| Söylemek istediğim mesajın bilim diliyle yazıldığı. | Open Subtitles | ما آردت ان اقوله هذه الرسالة مكتوبة بلغة العلم |
| Sokakların diliyle çizilmiş belirgin bir kent kültürü kostümü içindeler. | Open Subtitles | انفعال للثقافة الحضرية تلقى بلغة الشوارع |
| Bu deneysel işin amacı tiyatral ya da yazınsal dili saf evrensel sinema diliyle ortaya koymaktır. | Open Subtitles | .عن لغة المسرح و الأدب المؤلف ومدير التجربة |
| Bir meleğin diliyle konuşsanız bile, merhamet yoksa, pirinç bir heykel kadar sesiniz çıkar. | Open Subtitles | حتى لو تكلمتم بلسان الملائكة ولم تكنوا لي المحبة فما انتم سوى نحاس يرن |
| Neden bunu "Bay Beni Öperken diliyle Ucubeye Çeviren"e sormuyorsun? | Open Subtitles | لم لا تسألي السيد الذي يرعبه التقبيل باللسان |
| O aptalın diliyle beraber nedenini de bilmek istiyorum. | Open Subtitles | وسوف أحصل على سبب ذلك، جنباً إلى جنب مع لسانه |
| Ah, dışında onun diliyle garip küçük şey yaptığında. | Open Subtitles | أوه ، عدا هذا الشيء الغريب الذي يفعله بلسانه |
| Çapraz gaga, sıra dışı gagasıyla kat-kat kabukları ayırarak, diliyle içerdeki tohumları çıkarabilir. | Open Subtitles | انه منقار طائر الكروسبل الإستثنائي يُمْكِنُ أَنْ يستعمل منقاره ليَفْتحَ المخاريط، ثم ينتزع البذور بلسانه. |
| Hani, abisiyle takılmayı, çizgi film izlemeyi ve diliyle bir şeylere dokunmayı seven adamları bilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعرفون ذلك الشخص الذي يحب التجول مع إخيه, يشهاد الكارتون ويحب لمس الأشياء بلسانه |
| diliyle dişinin kokusunu alıyor ve sadece dişi olduğunu değil aynı zamanda cinsel açıdan müsait olduğunu da öğreniyor. | Open Subtitles | وهو يشـم رائحتها بلسانه ويكتشف إنها ليست فقط أنثى لكنها المتوفره حالياً |
| Frigolayı diliyle almaya çalışan herkesin başına gelir, doğru. | Open Subtitles | من أي شخص الذي يحاول الحصول على المثلجات بلسانه |
| Ve sokak diliyle yazılan şiirlerden bahsediyorum, kaba, eski ve sabırsız. | Open Subtitles | شعرٌ يُسحرك ، ممزوجاً فى نفس في الوقت بلغة الشارع قاسى ، وهمجيّ ، وصبور |
| - Birbirleriyle sadece işaret diliyle konuşuyorlar. - Onunla konuşunca işaret dilini mi kullanıyor? | Open Subtitles | يتكلمون طوال الوقت بلغة الاشارة تستعمل لغة الاشارة معه؟ |
| Manyak düzeyde ama eski bir programlama diliyle yazılmış. | Open Subtitles | إنها بغاية التقدم ، ولكنها مكتوبة بلغة برمجة قديمة قديمة ؟ |
| İşaret diliyle bir şey söylemeyi öğrenmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد معرفة كيف أقول شيء ما في لغة الإشارة؟ |
| Konuşamayanlar işaret diliyle iletişim kurarlardı. | Open Subtitles | وللذين لا يستطيعون الكلام وجدت لغة الإشارة. |
| Kocaman şişmiş diliyle armonileşsin de görelim. | Open Subtitles | لنراه كيف سينسق وهو .بلسان متورم مثل خلية النحل |
| Onun diliyle öpüştüğünü duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها تقبل باللسان |
| Yüzüme dokunup diliyle boynumu yaladı çok iğrenç ve kötüydü. | Open Subtitles | فقط وضع يديه على وجهي و لسانه أسفل عنقي كان مقرف |
| "Büyüsüne karşı çaresiz duruma düşecek erkekleri arar ve ustura diliyle onların testosteronlarından beslenir." | Open Subtitles | إنها تبحث عن الرجال الأقوياء العاجزين عن مقاومة سحرها، ثم تقوم بإطعامهم إلى بويضاتِها، بلسانها الحاد |
| Ve sen Griffin' i yerli diliyle çağırmayı biliyor musun? | Open Subtitles | و هل تعلم كيفية إستدعاء " جريفين " باللغة الأصلية لقزم الشجرة ؟ |
| O keskin zekâsı kendi kesik diliyle... boğulunca kaybolup gidiyor. | Open Subtitles | ذكائها اللامع يتم طفيه .. بعدما تغتص بسبب قطع لسانها |