Kitabımdaki önerilerimden birisinden bahsedeceğim-- şimdilik, din hakkında, başka bir öneri yapacak kadar çok şey bilmiyorum. | TED | في الكتاب وثيقة عمل واحدة مقترحة، في الوقت الذي ادعي فيه بعدم معرفة ما يكفي عن الدين لاقتراح خطط عمل أخرى. |
din hakkında birşeyler öğrenmenin eğlenceli olabileceğini kim düşünürdü ki? | Open Subtitles | يا أولاد ، من كان يتوقع أن التعلم عن الدين سيكون ممتعاً؟ |
Ve baş kahin din hakkında ahlaklı konuşmalar yaptı. | Open Subtitles | و رئيس المتنبئين أضاف ملاحظات جيدة عن الدين |
Siz iki dangalak din hakkında tartışmaya devam mı etmek istiyorsunuz yoksa buraya gelip şuna bakacak mısınız? | Open Subtitles | لأنه قال ذلك فقط أنتما أيها الأحمقان تشاجرا عن الدين أم تريدان القاء نظرة على هذا؟ |
Romantikler aşk hakkında yazmazlardı, ...din hakkında yazarlardı. | Open Subtitles | الرومانسيون لم يكتبو عن الحب لقد كتبو عن الدين |
din hakkında konuşmaya başladım ve şu adam, Kerr, benim dinine baglı olmayan kişilerin iyi anne olamayacağı hakkında şeyler söylemiş gibi gösterdi | Open Subtitles | بدأت اتحدث عن الدين وذلك المذيع كير جعلني ابدو كأنني اعتقد انه فقط المرأة التي تؤمن بالله هي ام جيدة |
Sizden istediğim, bir dahaki sefere birisi din hakkında geniş bir genelleme yapmak isterse, belki de bir din diye bir şeyin olmadığını, din diye bir şey olmadığını ve söyleyeceklerinin doğru olamayacağını düşünün isterim. | TED | لذا ما أريدكم التفكير فيه في حال اراد شخص اجراء تعميم واسع عن الدين هو أنه ربما لا يوجد شيء ما يسمى بالدين وبالتالي ما يقولون لا يمكن أن يكون صحيحا. |
din hakkında öğrenmen gereken daha çok şey var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ الكثير لكي تتعلم عن الدين |
Yeğeniniz Atia çok kibar, ve baş kahin din hakkında ahlaklı konuşmalar yaptı. | Open Subtitles | ابنة أخيك (أتيا) مؤدبة جداً و رئيس المتنبئين أضاف ملاحظات جيدة عن الدين |
bazı şeylerden eğlence çıkardım... din hakkında... | Open Subtitles | تكلّمت عن الدين ولكنى لم أشكّك قط فى وجود الله كنت فقط أسخر من بعض الأشياء المتعلقة بالدين ... |
Konuşmam din hakkında. | TED | سوف أتحدث لكم عن الدين. |
Bir arkadaşım, bir Hint arkadaşım, daha gençken, çocukken dedesine gitmiş ve ona demiş ki: "Seninle din hakkında konuşmak istiyorum," ve dedesi de ona demiş ki, "Çok gençsin. | TED | صديق لي و هو هندي الجنسية، ذهب الى جده عندما كان صغيرا جدا، طفل، وقال له: "أريد أن أتحدث معك عن الدين" قال له جده: "أنت صغير جدا. |
Sonra da din hakkında konuşalım. | Open Subtitles | لنتدحث بعدها عن الدين. |
din hakkında konuşmamalısın. | Open Subtitles | ويجب عليك ألا تتحدثي عن الدين |
(Gülüşmeler) Sınıfta; siyaset yapmama veya küfürlü sözler kullanmama izin verilmiyor veya din hakkında konuşmama da yani kesinlikle şunu söyleyemem: "Zuckerberg, Putin'in fahişesi oldu." | TED | (ضحك) ليس مسموحاً لي أن أكون سياسياً أو أن أسب، أو أن أتحدث عن الدين في الصف، لذا لا يمكنني القول، "لقد أصبح (زوكربرج) ساقطة (بوتن)." |
- Eğer din hakkında konuşman gerekirse. | Open Subtitles | -إذا اضطررت للتحدث عن الدين |