| Fakat bu acımasız disiplin bile Spartaküs'ün ruhunu esir alamamıştı. | TED | لكن حتى الانضباط القاسي لم يتمكن من كسر روح سبارتاكوس. |
| Bu evdeki ilk kuralın disiplin olduğunu da hatırlamanız mümkün mü? | Open Subtitles | ربما أيضا تتذكرين أن القاعدة الأولى في هذا المنزل هي الانضباط. |
| Ve aklınızda olsun, deftere yazmanızı istiyorsam disiplin ortaya koyduğundandır. | Open Subtitles | ويتذكّر، إذا أخبرك للكتابة في دفتر ذلك لأنه يُبين الإنضباط |
| Berlin'de birkaç kuş beyinli bir şiir yakaladı diye birliklerimi teyakkuza geçirirsem nasıl disiplin sağlarım? | Open Subtitles | كيف يمكن أن احافظ على الإنضباط إذا أبقيت قواتي في وضع الإستعداد؟ فقط لأن بعض الحمقى في برلين إلتقط هذه القصيده؟ |
| ABD DİSİPLİN KOĞUŞLARl AZAMİ GÜVENLİK | Open Subtitles | الثكنات التأديبية الأمريكية الحراسة المشدّدة |
| Çıkmıştı ama disiplin suçundan dolayı çıkmadı. Kişisel bir durumdu. | Open Subtitles | لقد فعل ولكنها لم تكن خطوة تأديبية كان الأمر شخصي |
| Bu yıl, matematik dersinde hiç disiplin sorununuz oldu mu? | Open Subtitles | هل صادفتك أية مشاكل انضباط فى صف الرياضيات هذه السنة؟ |
| Sizin de bildiğiniz gibi disiplin ve sabır gerektiren planını her yıl uyguluyor. | Open Subtitles | كما تعرفون,إنه يعمل وفق جدول سنوي مقيد و ذلك يتطلب صبرا و إنضباط |
| Öğretmenlerin senin disiplin eksikliğinin aşırı derece problem doğurabileceğini söylemiş. | Open Subtitles | المدرسون يقولون انك تفتقدين الى الانضباط لنوجز أنت مشكله مستعصيه |
| Sanırım ufak disiplin sorunlarımıza dair güzel bir kesit oldu bu. | Open Subtitles | أفترض أن هذا سيجو جيد في حالات الانضباط لدينا قليلا هنا. |
| Hayatımda yaptığım en iyi hamlelerde disiplin, sabır ve güven istedim. | Open Subtitles | أفضل خطوات اتخذتها في حياتي تطلبت الكثير من الانضباط والصبر والثقة |
| İnsanları geliştirmeye ve disiplin kurmaya çalışıyordu. | TED | كان يحاول تحسين المواطنين وغرس الانضباط. |
| Kızgın güneş altında bir de acımasız bir disiplin görürler. | Open Subtitles | الإنضباط القاسي مشترك تحت أشعة الشمس الحارة |
| Bununla beraber, bu vaziyetin tedavisi, disiplin. | Open Subtitles | مع ذلك، مع ذلك، العلاج لهذا مأزقنا هو الإنضباط. |
| Herkes tartışabilir. Ama güzel bir yetenek ve disiplin gerekir. Münazara edebilmek ve buna dayanabilmek için. | Open Subtitles | أي شخص يجيد الجدل ولكن المناظرة تتطلب الإنضباط والمهارة والمواجهة |
| Bu, yarın ki disiplin duruşmasına katılmanda bir mani olmadığını ve tüm yasal haklarını bildirdiğimi söylüyor. | Open Subtitles | هذه تقول أنك موافق على نقل الجلسة التأديبية للغد و هذه تقول أنني أعلمتك بحقوق الشرعية |
| İstisnai durumlar göz önünde bulundurularak disiplin cezasını gerektirecek bir neden bulunamadı. | Open Subtitles | لظروف استثنائية ، لجنة التحقيق لم تجد سببا لاتخاذ إجراءات تأديبية ضدك |
| Daha önce de tartıştığımız gibi, bunlar sert bir disiplin gerektirir. | Open Subtitles | هذا يتطلب انضباط قوي وهذا ما نناقشه الآن. |
| Çocuklar arasında disiplin sorunu olan bazıları... ara sıra dayak yemiştir. | Open Subtitles | بعض من الأولاد الذي إعتبرناهم انهم قد يَكونوا مشاكل إنضباط يضربوا أحيانآ |
| Samimi ve düzen ve disiplin duyguları olan erkekleri her zaman takdir etmişimdir. | Open Subtitles | .... لطالما أعجبت بالرجال الذين يتحلون بالدقة الذين لديهم إحساس بالنظام و الأنضباط |
| disiplin kurulundan ofisime ulaşan faksta, şu andan itibaren avukatlık lisansınız işlediğiniz ağır bir suç sebebiyle, askıya alınmıştır. | Open Subtitles | للتو اتى هذا الفاكس إلى مكتبي من مجلس التأديب الذي يقول ان ترخيصك للعمل قد وُضِع تحت التعليق الفوري |
| Pazartesi ilk iş, disiplin kurulunu olağanüstü toplantıya çağıracağım. | Open Subtitles | سأعقد جلسة يوم الإثنين في مجلس طلاب المدرسة التأديبي |
| Ne şefkatli bir disiplin. Belki bir gün, birileri de seni sever, çocuksuz hizmetçi. | Open Subtitles | تأديب عال ، ربما ذات يوم سيحبك أحدهم أيتها الخادمة التي بلا أطفال |
| disiplin cezası olarak, onarma bölümüne yollandık. | Open Subtitles | و كأجراء تأديبي .. تم إرسالنا للإسفل إلى قسم الصيانة |
| Ama bir dosyada disiplin nedeniyle bir oyuncunun oynatılmadığını açıklayan bir kayıt olacak. | Open Subtitles | لكن سيكون هناك تدوين في الملف يقول أن اللاعب أُجلس لأسباب تأديبيّة |
| Bir çocuğun babasından sert olmasını beklediği gibi askerler de disiplin arar. | Open Subtitles | الطفل يريد من أبيه أن يكون حازما و الجنود يتعطشون للإنضباط |
| Saygı olmazsa disiplin de çöpe gider. | Open Subtitles | بدون احترام فلن يوجد أى التزام على سطح السفينة |
| Dedektif Taylor bu amacına ulaşmak için yalnız kalmak zorundaydı ki bu disiplin duruşmasının nedeni de bu zaten. | Open Subtitles | من أجل تحقيق ذلك الهدف المحقق كان يحرص أن يكون وحيداً وهذا سبب الجلسة الإنضباطية |